🌈 Aort Damarı Genişlemesi Ameliyatı Fiyatı
Salonundagerçekleştirilen seminerde tuşba sağlık çalışanlarından hemşire halime timurtaş. Salyası ile giderileceğini. Ama 16 9 göz damarı tıkanıklığı tedavisi güzel tarafları daha. Personellerinin olağanüstü gayretli çabaları hem aort damar tıkanıklığı tedavisi güneşin tadını ve.
Ancakuzmanların aktardıkları bilgilere göre kalp hastalıkları sadece bununla sınırlı kalan bir hastalık değildir. Bunun yanında kalp krizi, felç, aort damar genişlemesi, bacak damar tıkanıklığı gibi hayatı olumsuz yönde etkileyen ve ölüme neden olan hastalıklar da kalp ve damar hastalıkları grubunda yer almaktadır.
VİAGRA'nın; AIDS (HIV) tedavisi için kullanılan bir ilaç olan ritonavir ile birlikte kullanımı tavsiye edilmemektedir. - Yüksek tansiyon (kan basıncı) veya prostat problemleri nedeniyle alfa-bloker tedavisi almakta olan hastalarda ayağa kalkarken baş dönmesi veya hafifleme hissi görülebilir.
KendisiÇorlu 4d-millet hastanesindeyken babam Halil G. i ameliyat etmişti. Öyle iyi ve ilgili bir doktor ki, babam Tekin beyden başka doktora kontrolünü dahi yaptirmak istemiyor. Kendisi gercekten hastalarina karşı çok ilgili ve sabırlı. Ameliyattan sonra seneler geçse bile hastalarına karşı aynı ilgi ve titizliği gösteriyor.
AortKoarktasyonu-Ameliyat-Fiyati Hakkında Geniş Kapsamlı Bilgi Edinmek İçin Aort-Koarktasyonu-Ameliyat-Fiyati Makaleleri Sayfamızı Ziyaret Edebilirsiniz. Aort-Koarktasyonu-Ameliyat-Fiyati ile ilgili Çok Kapsamlı Bilgiler Hastane.Com.Tr'de. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Anıl Apaydın, abdominal aort
Medicana’dan “Aort anevrizması ihmale gelmez” uyarısı Medicana Çamlıca Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gökçe Şirin, “Damar duvarının sağlamlığını kaybetmesi, genişlemesi olarak tanımlanan ve patlamaya hazır bir bomba gibi hayatı tehdit eden anevrizmalara tansiyon, sigara, genetik faktörler gibi nedenler yol açmaktadır” diye konuştu
Kalpve Damar Cerrahisi Op. Dr. Burak Tamtekin, 'aort anevrizması' diye adlandırılan, aort damarının genişleyip yırtılması hızla müdahale edilmezse ölümle sonuçlanabileceğini
CVlvz. Giriş Tarihi 1053 Son Güncelleme 1104 Yeni tanı ve tedavi yöntemleriyle bu tehdidi yok etmek mümkün! Anadolu Sağlık Merkezi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Çiçek, aort anevrizmalarının tanı ve tedavisinde uygulanan yeni yöntemleri anlattı. Anevrizma nedir? Bir atardamarda, damar çapının normalinden %50 daha fazla genişlemesine yol açan bir cins balonlaşmadır. Anevrizma neden olur? Anevrizmalar, oluştukları yere göre çok farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Genellikle dejeneratif dediğimiz yüksek tansiyon, ateresikleroz dediğimiz kireçlenme, inflamasyon dediğimiz bazı enfeksiyonlar ve bağ dokusu hastalıkları anevrizma nedenleri arasındadır. Bazı grup anevrizmalarda genetik faktörlerin de etkisi büyüktür. Kromozomlardaki bozukluklardan kaynaklanan damar duvarı yapısının normal kuvvetinde olmaması sonucu oluşabilirler. Bu mutasyonlara bağlı olan anevrizmaların genetik bağlantısı vardır. Aort nedir? Aort, kalpten çıkan ana atardamarımızdır. Vücuda oksijenlendirilmiş kanı taşıyan en büyük atardamardır. Kalpten çıktıktan sonra önce kalbi besleyen koroner atardamara, oradan da beyine ve kola giden damarlara doğru yol alır. Ardından bir kavis çizerek vücudun aşağısına doğru inmeye başlar. Kasıklarda çatallaşır. Belli bölümleri vardır. 1. Çıkan Aort Kalpten çıktıktan sonraki bölüm 2. Transvers Aort Beyin damarlarının çıktığı bölüm 3. İnen Aort Sırttan başlayıp aşağıya kadar inen bölüm 4. Torasik Aort Göğüs boşluğundaki bölüm 5. Abdominal Aort Karının içindeki bölüm Anevrizmaya aortanın hangi bölümünde rastlanıyor? Aortada en fazla gördüğümüz anevrizmalar, infrarenal dediğimiz böbrek altında, böbrek damarları çıktıktan sonraki bölgede ortaya çıkar. İnfrarenal bölgeden sonra en fazla görülen anevrizmalar, asendan bölge dediğimiz aortun kalpten hemen çıkışındaki aort damarında görülen genişlemelerdir. Ama anevrizma her bölgede olabiliyor, hatta bazen bütün aortu boydan boya kaplayan türleri bile olabiliyor. Aortun normal çapı ne kadar? Anevrizma oluştuğunda çapı kaç santimetreye çıkmış oluyor? Aortanın çapı vücut yüzey alanına, yani hastanın kilo ile boyuna ve bulunduğu bölgeye bağlı olarak değişiyor. Ama normal şartlarda erişkin bir hastadan bahsedersek aort çapının üst sınırını dört santim olarak algılayabiliriz. Anevrizma halinde ulaştığı boyut ise anevrizmanın yapısına göre değişim gösteriyor. Anevrizmanın yapısı kese tarzında ise farklı, armut tarzında ise farklı ölçülere ulaşıyor. Aslında basitçe şöyle açıklanabilir Anevrizmalı damarda, damarın genişliği normal boyutunun %50'sinden fazla artar. Örnek verecek olursak, dört santimetrelik damar, altı santimetreye çıkabilir. Anevrizma neden oluşuyor? En sık görülen nedenler 1- Yüksek tansiyona bağlı oluşan dejenerasyon2 Anevrizma oluşmasında tek başına yüksek tansiyonun etkili olduğunu söylemek çok mümkün değil. Birçok insan yüksek tansiyon hastası ama her yüksek tansiyon hastasında anevrizma oluşmuyor. 2- Dejenerasyon ve inflamasyon dediğimiz damar duvarı içinde meydana gelen yapısal reaksiyonlar. 3- Damar duvarının doğuştan zayıf olmasına bağlı genetik bozukluklar. Buna bağ dokusu hastalıklarını örneğin marfan gibi yapısal hastalıkları gösterebiliriz. 4- Sigara Özellikle böbrek damarlarının altında olan anevrizma gelişimi ile sigaranın direkt bağlantısı olduğu belirlenmiştir. Sigara içmenin karın içindeki anevrizmalarla bağlantısı çok kuvvetlidir. 5- Yaş Anevrizma oluşumunda yaşın da önemli bir rolü vardır. Özellikle karın içerisinde oluşan anevrizmalar, genellikle 65 yaşından daha büyüklerde sıklıkla görülüyor. Anevrizmalara eğer kişide bir bağ dokusu hastalığı yoksa, genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan sorunlardır. Anevrizma belirti verir mi? Anevrizmanın verebileceği bulgular, oluştukları bölgelere bağlı olarak farklılıklar gösterir. Karın içerisindeki aort anevrizmalarının, eğer bir tarama yapılmadıysa, ilk bulgusu aort yırtılması şeklinde olabilir. Anevrizmalar sıklıkla önceden belirti vermezler ama bazen bulundukları bölgeye göre belirtiler gösterebilirler. Örneğin, karın içerisinde bele doğru yayılan devamlı ve rahatsız edici bir ağrı veya karın bölgesinde dışarıdan görülebilen bir titreme, hasta elini koyduğunda karnına bir top vuruyormuş gibi bir his olabilir. Göğüs içindeki anevrizmalarda sadece göğüs ağrısı veya sırta doğru vuran göğüs ağrıları görülebildiği gibi, eğer anevrizma sırtın inen damarlarında ise ses kısıklığına bile neden olabilir. İnen aortanın başında bir anevrizma varsa, oradaki ses tellerine giden siniri etkilediği için ses kısıklığına yol açabilir. Anevrizmanın tanısı nasıl oluyor? Gelişen tıp teknolojileri ile anevrizmanın tanısını koymak artık çok kolaylaştı. Fizik muayene sonrasında da özellikle zayıf hastalarda karın içerisindeki anevrizmaların tanısı konabiliyor. Ama tabii ki, bu kesin bir sonuç olarak kabul edilemez. Anevrizmanın olduğu noktaya göre göğüs içerisindeki aortta ise tanı aşamasında röntgen başlangıç olarak kullanılabilir. Sadece röntgen filmi ile aorttaki genişleme gözlemlenebilir. En yaygın olarak kullandığımız teşhis yöntemi ise ses dalgalarıyla çalışan ultrason yöntemidir. Kalpte kullanıldığında 'ekokardiyografi', karında kullanıldığında 'batın ultrasonografisi' diye adlandırılan bu cihazla anevrizma teşhis edilebilir. Ultrasonun sonuçlarına göre daha ileri tetkiklere de gidilebilir. Bu tetkiklerde tomografik değerlendirme, bazen MR, bazen de anjiyografi2 ile netleştirmek mümkündür. Teşhisten sonraki aşama nasıl ilerliyor? Tedavide cerrahi yöntemler mi, endovasküler yöntemler mi kullanılıyor? Tedavi kararı için en önemli veri, anevrizmanın büyüklüğü ve yerleşim yeridir. Anevrizmaya, yerleşim yerine ve büyüklüğüne göre farklı tedavi yöntemleri uygulanır. Yeri, büyüklüğü, hastanın herhangi bir şikayeti olup olmaması tedavinin şeklini etkiler. Anevrizmanın büyüklüğü durumunda Çıkan aortadaki anevrizma çapı veya altı santim civarına eriştiyse ve hastanın başka bir bağ dokusu hastalığı yoksa tedavi ya da girişimsel tedavi sınırına girer. Karın içerisinde yerleşen anevrizmalarda ise genellikle cm.'den itibaren tedavi uygulanır. İnen dediğimiz, sırttan arkaya doğru inen aorta üzerinde gelişen anevrizmada ise damarın çapı altı santimetreye ulaştığında tedavi edilmesi gerekir. Ama sadece anevrizmanın büyüklüğüne bakıp da karar vermek mümkün değildir. Anevrizmanın büyüme hızı da önemli bir faktördür. Mesela dört santimetrelik bir anevrizma iki ay içerisinde cm.'ye ulaştıysa bu çok hızlı bir büyümeyi gösterir ki tedavi edilmesi şarttır. Büyüme hızının yüksekliği tedavi mecburiyetini doğurur. Ayrıca hastada bir şikayet yaratıyorsa, şiddetli karın ağrıları gibi, o zaman da aorta çapı aşırı genişlememişse bile tedavi uygulanır. Aortadaki anevrizmanın patlaması halinde ölümle sonuçlanan vakalar oluşabileceği için belirtilerin ve bulguların çok ciddiye alınması gerekir. Tedavinin şeklini hastanın anevrizmaya eşlik eden başka hastalıkları olup olmaması da belirler. Tedavinin aşamaları nelerdir? Tedaviyi belli aşamalarda değerlendiriyoruz. Bunlardan ilki tıbbi tedavi. Eğer anevrizma belli büyüklüklere gelmediyse tıbbi tedavi uygulanır. Hastanın takip edildiği dönem içerisinde mutlaka tansiyonunun kontrol altında tutulması gerekir. Çünkü anevrizmada en önemli faktörlerden biri damar içerisindeki basınçtır. Bu basıncın düşük seviyelerde olması önemlidir. Kan basıncının kontrol altında tutulması 'takip penceresi' dediğimiz dönemde çok önemlidir. Kan basıncının düşük tutulması ilaçlarla sağlanır. Müdahale sınırında olan anevrizmalarda iki tedavi yöntemi vardır. Bunların ikisi de girişimsel dediğimiz invaziv işlemlerdir. Birincisi endovasküler yöntem ikincisi açık cerrahi. Endovasküler yöntemi açıklar mısınız? Açık ameliyat olmadan, damar içerisine yerleştirilen kateterler ve bunlar üzerinde ilerletilen stent4 adını verdiğimiz greflerin4 anevrizma içine yerleştirilmesi ve kapatılmasıyla uygulanır. Kasık içerisinden veya damar içerisinden girerek stent yerleştirdiğimiz, endovasküler işlemler özellikle geçtiğimiz 10 sene içerisinde sıklıkla uygulanmaya başladı. Çünkü endovasküler işlemler açık cerrahi ile karşılaştırıldığında özellikle belli alanlarda önemli avantajlar sağlıyor. Bu avantajlar hasta açısından çok önemli. Bunlardan ilki; hastanın açık bir ameliyat geçirmemesi. Buna bağlı olarak da iyileşme süresinin, hastane kalış süresinin, yoğunbakımda kalış süresinin kısa olması ve ameliyatta kan kullanma oranın yok denecek kadar az olması. Erken dönemdeki hasta yaşam kalitesi, cerrahi müdahale ile kıyaslandığında oldukça yüksek. Bir de en önemli etkenler arasında gösterebileceğimiz erken dönemde açık cerrahi ile kıyaslandığında mortalite, yani ölüm oranı riskinin daha düşük olması. Ama bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda şunu hiçbir zaman unutmamak gerekiyor. Bu tedavilerin orta dönem ve uzun dönem sonuçları çok değil. Erken dönemde sağladığı yaşam kalitesi, yaşam avantajları bir veya iki seneden sonra kaybolabiliyor. Girişimsel işlemlerde tekrarlar, takip işlemleri açık cerrahiye göre çok daha sık görülüyor. Açık cerrahide yoğunbakım kalış süresi, hastane kalış süresi daha uzun olmakla beraber, süre uzadıkça açık cerrahinin avantajının daha yüksek olduğu görülüyor. Açık cerrahi işlemler hala bu işin altın standardı olarak kabul ediliyor. Peki açık cerrahi işlemler? Endovasküler işlemlerle kıyaslandığında büyük operasyonlardır. Her ne kadar günümüzde açık cerrahi de daha ufak kesilerden minimal invaziv tarzda yapılıyor olsa da, açık cerrahi endovasküler işlemlerle karşılaştırıldığında yine de büyük operasyonlar olarak algılanır. Amaç, hastalıklı olan anevrizma bölgesini tamamen ortadan kaldırmak ve yerine suni damar koyarak devamlılığı sağlamaktır. Vücutta aorta gibi başka büyük bir damar olmadığı için mecburen yapay damar konur. Polyester, PTF, Dakon tarzı grefler kullanarak anevrizmaları devre dışı bırakıyoruz. Kaynak Mynet
Büyük riskler taşıyan aort damarı genişlemesinde; genişleyen damarın çapı dört santimetrenin üzerindeyse, hasta damarı yırtılmadan veya patlamadan direk olan ameliyata alınır. Aort anevrizması olarak bilinen aort damarının genişlemesi; en büyük ve en güçlü olan aort atardamarının çapında, çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşan genişlemelerdir. Aort atardamarı kalpten çıktıktan sonra ilk olarak göğüs boşluğuna doğru ilerler. Göğüs boşluğunun ardından karın boşluğuna doğru yol alan aort damarı; vücudun en önemli atardamarı olmaktadır. Kalpten beyine doğru yol alan aort damarının kalp ile beyin arasında oluşan sorunlarına asendan aort yani çıkan aort anevrizmaları olarak isim verilmektedir. Bu anevrizmalar bir tek beyin bölgesini kapsıyorlarsa arkus anevrizması, göğüs boşluğundaki alanda oluş oluşuyorlarsa torasik anevrizmaları diye farklı ölümlere ayrılmaktadır. Aortun herhangi bir bölümünde oluşan anevrizmaya veya genişleme nedeniyle meydana gelen yırtılmalara ise direksiyon denilmektedir. Aort genişlemesi bazı durumlarda küçük derecelerde ise hasta düzenli bir hayat yaşıyor, stresten uzak kalıyor, hareketli bir yapıya sahip, alkol sigara kullanmıyor, spor yapıyor ve beslenmesine dikkat ediyorsa; ömür boyu kendini belli etmeden, ilaç tedavisine bile ihtiyacı kalmadan uzun seneler yaşayabilmektedir. Nitekim aort genişlemesi oldukça sinsi bir şekilde ortaya çıkar ve ilerler. Çoğu zaman damar yırtılmalarında fark edilir. Bu gibi durumlarda da ölüm riski oldukça fazla olmaktadır. Aort damar genişlemesi en fazla olarak; Ailesinde daha önce aort damarı ile ilgili sağlık sorunu yaşayan kişilerde Yaşı ilerlemiş kişilerde genel olarak altmış ve üstü Beyin damarlarında anevrizma olan hastalarda Sigara ve alkol kullananlarda Aort kapaklarında kalıtımsal olarak veya doğuştan iki yaprak olan insanlarda görülmektedir Tedavisi Aort damarında meydana gelen genişleme ve bu gelişme paralelinde meydana gelen damar yırtılmasında tedavi doktora bağlı olarak ilaç veya cerrahi diye iki yola ayrılmaktadır. Aort damar yırtılmalarında eğer uzman doktor cerrahi müdahaleye gerek görmüşse; o zaman iki ihtimal söz konusu olacaktır. Ya damar çıkarılıp yerine yapay bir damar yerleştirilecektir. Ya da endovasküler olarak yapılacak uygulama yardımıyla damarın içine suni bir damar takılarak tamir edilecektir. Aort damarının yırtılmasına rüptür adı verilmektedir. Anevrizmalar içinde en tehlikeli olan hatta sonu ölümle bile son bulma ihtimali olan damar yırtılmaları; sağlık açısından büyük bir tehlike arz etmektedir. Damar genişlemesi eğer hastalığın ilk safhasındaysa her zaman belirti vermez. Genel olarak sessiz bir şekilde hastalık ilerler. Eğer hasta şanslıysa yapılan farklı bir araştırma sırsında ortaya çıkabilir. Bazı hastalarda arter genişlemeden direk olarak yırtıla bilmektedir Aort Damar Genişlemesi Anevrizmalar arasında en tehlikeli olan abdominal aort anevrizmalarıdır. Hastanın ölüm triski oldukça yüksek olmaktadır. Genellikle karın boşluğunda bulunan damarıngenişlemesi diğer bir deyişle abdominal aort anevrizma gurubuna girmektedir. Bu olayda arter o kadar fazla genişler ki; çapı neredeyse dört santime yaklaşır. Aort kalbe yaklaştıkça genişleyen, kalpten uzaklaştıkça daralan bir özelliğe sahiptir. Normal bir insanda bulunan aort damarının en yüksek çapı iki, en fazla iki buçuk santimetredir. Arterın genişlemesinde en büyük risk; genişlemenin belli bir seviyeye geldikten sonra damarın patlaması veya yırtılmasıdır. Bu gibi sorunlarda ölüm ihtimali oldukça fazladır. Bu riskte kurtulmak için tedaviye damar patlamadan veya yırtılmadan başlamak gerekmektedir. İlaç Tedavisi Bilhassa sigara içen kişilerde, hipertansiyon hastalarında, ailesinde bu hastalık konusunda geçmişi bulunanlarda sıklıkla görülen abdominal aort anevrizmaları konusunda yapılacak tıbbi müdahalede ilaçla tedavi mümkün olmamaktadır. Genişleme eğer hastalığın ilk aşamalarındaysa ve çok fazla değilse; ilaçlar yardımıyla ilerlemesi durdurulabilir. Fakat arterlerde oluşan genişleme eğer dört santimi geçtiyse o zaman arterde oluşan genişlemenin ilaçla tedavisi mümkün değildir. Damar yırtılmadan veya patlamadan bir an önce cerrahi müdahale yöntemine gitmek gerekmektedir. Dört santimetrenin altında bulunan genişlemelerde doktor uygun görürse hasta cerrahi müdahaleye alınmadan takibe alınabilmektedir. Bu arada damarları rahatlatıcı, elastikiyet veren, kan dolaşımını dengeleyen ilaçlar verilebilmektedir. Ameliyatı İlerleyen tıp bilimi; her dalda olduğu gibi arter genişlemesi alanında da büyük ilerlemeler kayıt etmiştir. Aort genişlemesinde eğer damarın çapı dördü geçip beşe yaklaştıysa hasta zaman kaybetmeden, damar yırtılmadan veya patlamadan acil olarak ameliyata alınmalıdır. Geçmişte damar ameliyatlarında hastanın genişleyen bölgesinde genellikle karın bölgesi büyük ve derin kesikler açılırdı. Sorunlu bölge çıkarılır ve bu damar yerine farklı yapıda suni bir arter yerleştirilirdi. Zamanımızda gelişen teknoloji sayesinde karın bölgesi yerine kasık bölgesinden; küçük kesikler açılarak damar alınmadan içine stent koyularak oldukça pratik, daha kolay iyileşen daha az riske sahip olan operasyonlara bırakmıştır. Endovasküler tamir olarak isimlendirilen bu sistem hasta açısından konforlu bir müdahaledir. Bu yöntemle damarı tamir edilen hasta; en fazla bir buçuk saat süren bir operasyon sonunda bir hafta hastanede kalıyor ardından bir hafta içinde normal hayatına geri dönebiliyor. Bu operasyonlar ölüm riski taşıyan abdominal aort anevrizma sorunu olan hastalar için doktor uygun görmediği durumlarda uygulanmaz. Genişlemesi beklenenin üstünde olan ve ölüm riski taşıyan hastalara bilinen eski uygulama olan endovasküler operasyonlar yapılarak; sorunlu bölgeye direk karından girilerek sorunlu damar kesilir ve yerine yeni yapay bir damar
Aort damar ameliyatı; komplikasyonları ve riskleri oldukça fazla olan bir cerrahi müdahale olmasına karşı; gelişen tıp bilimleri sayesinde günümüzde başarılı sonuçlar vermektedir. Aort damar genişlemesi ameliyatlarında hastanın sorunlu arterine müdahale etmek tek başına yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda aortta sorunlu bölgede bulunan kapağın da değişmesi gerekmektedir. Aort damarı genişlemesi sırasında kapağında değişmesine bentall cerrahi müdahale yöntemi ile yapılmaktadır. Bu yöntemde aort eğer onarılarak tekrar kullanıma uygun hale getirilemeyecek durumdaysa o aman suni bir tüp sayesinde hem sorunlu olan arter hem de o arteri ilgilendiren kapak değiştirilir. Bu cerrahi müdahale sırasında hem mekanik hem de biyolojik damarlar ve malzemeler kullanılabilmektedir. Aort damar genişlemesinde iki çeşit cerrahi müdahale yöntemi bulunmaktadır. Bunlardan biri klasik olarak yapılan normal açık cerrahi ameliyatları; diğeri ise EVAR dediğimiz kasıktan girilen ameliyat yöntemlerdir. İlk yöntemde damara ulaşabilmek için direk karından kesik yapılarak giriş olur. Bu yöntemde Aortta genişleyen kısım ve ilgili olan kapaklar çıkarılır. Çıkarılan kapaklar yerine Gorotex veya Dacron ismi verilen yapay bir damar takılır. İkinci cerrahi yönteminde ise karına geniş kesikler açılmadan, direk olarak kasık bölgesinden ufak bir kesik açılarak genişleyen aort damarına; yırtılma, kanama ve patlama riskine karşı tedbir olarak yeni bir damar yerleştirilir. Bu teknikte direk damar değişimi yerine, damar onarımı söz konusu olduğu için EVAR tekniği denilmektedir. Evar tekniği endovasküler anevrizma onarım olarak da isimlendirilmektedir. Bütün aort daamr operasyonlarında kullanılan ve günümüzde oldukça tercih edilen bir yöntem olan bu teknik çok nadir olarak çeşitli nedenlerden dolayı bazı hastalara uygulanamamaktadır. Bu gibi durumlarda hastaya karından girilerek normal klasik ameliyatlar aracılığı ile müdahalede bulunulur. Riskleri Kalbin solundan başlayan aort damarı, göğüsten karına doğru iner. Karında ikiye ayrılan aort damarı vücutta bulunan bütün organların ihtiyaç duydukları kanı, oksijeni ve besinleri iletmekle görevlidir. Aort damarında oluşan genişleme vücudun neredeyse her bölgesinde ortaya çıkabilmektedir. Aort damarının genişlemesine bağlı olan ameliyatın riski; vücut içinde yakınında bulunduğu, beslediği organa göre değişiklik gösterebilmektedir. Aort damarının genişlemesi; bu damarın herhangi bir yerinde oluşan balon oluşumuyla yakından ilgili olmaktadır. Damarın yaklaşık olarak üç santimetre olan çapının, beş santimetreye yaklaştığı ve geçtiği takdirde artık hastanın acil bir şekilde ameliyata alınarak bu damarın tamir edilmesi veya değişilmesi gerekmektedir. Hasta açısından risk hem ameliyat öncesi hem ameliyat sonrası oldukça büyüktür. Diğer ameliyatla oranla aort damar genişlemesi ameliyatında risk oldukça fazla bulunmaktadır. Bu tür ameliyatlarda en büyük risk kanamalar ve bu kanamalar sonunda oluşabilecek ölüm riskidir. Bunun dışında felç kalma, körlük, bilinç kaybı, organlarda yetmezlik, beyin kanaması ve kalp krizleri gibi ciddi tehlikeler her zaman mevcuttur. Bunun yanında gelişen tıp sayesinde aort damar genişlemesi ameliyatı riskleri minimuma indirilmiştir. Hatta EVAR yöntemi dediğimiz kasıktan girilerek damar onarma işlemi sırasında risk neredeyse minimuma yakın olmaktadır. Aort damar genişlemesi ameliyatında oluşan riskler şu şekilde sıralanır Hastanın arter genişlemesi ameliyatı esnasında herhangi bir enfeksiyon alması Ameliyat sırasında şiddetli kanama olması ve kanamanın durdurulamaması Bacak veya ayakta bulunan damarlarda tıkanıklık oluşabilmesi Hafıza da kayıp olması Böbrek yetmezliği sorunu Kısmı felç yaşanması Bağırsak sisteminde dolaşımın bozulması Kalpte sorun oluşması Cinsel güçte oluşan azalma Hastanın ölebilme ihtimali Ameliyat Aşamaları Aort damarı beş santim ve üzerine çıkan hastalar artık damarın patlaması veya yırtılması riskine karşı ameliyata alınır. Bazı durumlarda hastanın aort damarının çapı beş santimetre olmadan da ameliyata alınabilmektedir. Yırtılma veya kanama durumu söz konusu olduğunda hastanın beklemeden cerrahi müdahale ile sorunlu damarı onarması gerekmektedir. Aort damarı genişlemesi ameliyatlarının aşamaları şu şekilde olmaktadır Aort Damar Genişlemesi Ameliyatı Hasta ameliyat tarihinden bir gece önce yemek yemez sıvı tüketmez. Hastanın gireceği kanlı bir ameliyattır. Bu yüzden ameliyat sırasında oluşabilecek herhangi bir risk karşısında tedbir amacıyla yeterli kan stoku yapılır. Ameliyat yöntemine göre lokal veya genel anestezi uygulanabilir. Sorunlu olan damarın bulunduğu bölgenin üzerinde bulunan cilt ve kas tabakası açılır. Genişleyen aort damarı bulunur ve etrafındaki dokulardan ayrıştırılır. Müdahalede bulunulacak damarın başlangıcına ve sonuna kan dolaşıma engel olmak amacıyla pensler takılır. Sorunlu damar değiştirilir veya stent yöntemiyle onarılır. Operasyon tamamlanınca damarda bulunan kan dolaşımı kontrol edilir. Operasyon yapılan alan kapatılır. Hastaya yapılan ameliyatta normal dikiş yerine metal kancalar kullanılmaktadır. Ameliyat Sonrası Bakım Aort damar genişlemesi ameliyatı olan hastanın; yapılan cerrahi müdahale sonrasında bakımı oldukça önemli bir detaydır. Ameliyat bittikten sonra Hasta ilk olarak uyku odasına arkasından da yoğun bakım odasına geçirilir. Hastanın olduğu arter ameliyatının hangi yöntemle yapıldığına bağlı olarak hastanede kalma süresi değişmektedir. Bu süre iki gün olabileceği gibi sekiz günde olabilmektedir. Operasyondan çıkan hastaya rahat bir şekilde nefes alabilsin diye solunuma yardımcı olacak cihazlar takılır. Hastanın cerrahi müdahale sonrası ayağa kalkıp yürüme hızı iyileşip günlük hayatına dönmesi bakımından önemlidir. Operasyon sonunda ne kadar kısa süre içinde kalkarsa o k adar hızlı iyileşir. Hasta operasyon sonrasında kabız veya ishal olmamak için beslenmesine dikkat etmek zorundadır. Posalı ve sulu yemekler yemeğe özen göstermelidir. Ameliyattan sonra hasta doktorun verdiği ilaçları zamanında ve eksiksiz olarak kullanmak zorundadır. Hastanın ameliyat sonrasında araç kullanmasına bir süre izin verilmez. Doktor bu konuda uygun olan zamanı hastanın sağlık durumunun tıbbi ilerlemesine bakarak bildirecektir. Ameliyat sonrasında uzun bir süre oluşabilecek komplikasyon ve risklere karşı tedbir olarak hasta doktor kontrolünde bulunmak zorundadır. Hastanın aort damarı genişlemesi ameliyatından sonra alkol ve sigara gibi alışkanlıklardan uzak durması tedavide önemli bir ayrıntıdır. Ameliyat sonrasında hastanın banyo yapacağı tarihi yine doktor belirler. Hasta ılık su ile ameliyat yerine yumuşak davranarak yıkanmalıdır. Kaynaklar Loading...
Aort Damarına Ameliyatsız Müdahale Erzurum'da, "aort damarı" tahrip olan hastanın, açık ameliyat yapılmadan "minimal invazif" adı verilen yöntemle aort kapağı değiştirildi. Aort kapağı ameliyatsız değiştirildi Kayseri'de Hasan Güneş'in 72, işlevini yerine getirmeyen aort kapağı, kasık damarından girilerek TAVI transkateter aort kapak yerleştirilmesi işlemiyle değiştirildi. Süt Danasının Kalp Zarıyla Hayata Tutundu Süt danasının kalp zarıyla hayata tutundu -66 yaşındaki Durmuş Cengiz'in, genişleyen aort damarı ve bozulan aort kapağı, canlı süt danasının kalp zarından yapılan kapak ve damarla değiştirildi. Aort damarı yırtılan amatör sporcu 6 saatlik operasyonla hayata tutundu Aort damarı yırtılan amatör sporcu 6 saatlik operasyonla hayata tutundu Spor yaparken yere yığıldı, aort damarının yırtıldığını ve aort kapağında yetmezlik olduğunu hastanede öğrendi 6 saatlik operasyonla hastanın aynı anda hem aort damarı hem de aort kapağı değiştirildi Hayata tutunan Şahin... Minik Azra Ameliyat Olmaz İse Felç Kalabilir Minik Azra ameliyat olmaz ise felç kalabilir Azra ameliyat ile yürümek istiyorADIYAMAN - Adıyaman'da omuriliğinde kitle ve belinde eğrilik olan 11 yaşındaki Azra Başoğlu, ameliyat ile hayata tutunmak istiyor. 2 Saatlik Ömrü Kalmıştı, Ameliyatla Hayata Tutundu 2 saatlik ömrü kalmıştı, ameliyatla hayata tutundu Trabzon'da eğitim gören Şanlıurfalı Yüksekokul öğrencisi genç dünyada 100 binde 5-6 kişide görülebilen aort damarındaki iç yırtık nedeniyle ölümden döndü. Çomü'de Dikişsiz Aort Kapağı Ameliyatı Yapıldı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ÇOMÜ Tıp Fakültesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniğinde ilk kez dikişsiz aort kapağı ameliyatı gerçekleştirildi. 2 Aylık Yade Bebeğe Kalp Ameliyatı MUĞLA'da, normal doğumla dünyaya gelen ve kalbinden çıkarak, vücuduna kan götüren aort damarında darlık belirlenen 2 aylık Yade Tanem, kalp ameliyatıyla sağlığına kavuşturuldu. Dünyada Nadiren Uygulanan Operasyonla Sağlığına Kavuştu Mersin'de, karnındaki büyük atar damarın aort damarı yüzde 100 tıkanık olması nedeniyle yürümekte güçlük çeken 63 yaşındaki hasta, Mersin Şehir Hastanesinde, dünyada nadiren gerçekleştirildiği bildirilen kapalı yöntemle yapılan operasyonla sağlığına kavuşturuldu. Prof. Dr. Nevzat Erdil'den Şah Damarı Uyarısı İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Erdil “Aort Diseksiyonu yani şah damar yırtılmaları acil bir durumdur. Dişindeki apse ölümüne neden oluyordu Ameliyat ve 2 aylık tedavi sonucu hayata tutundu. Ordu'da yaşayan 59 yalındaki şahıs, diş apsesini önemsemeyince, kendisini ameliyat masasında buldu. Fransa'dan Geldi, Bursa'da Şifa Buldu Ameliyat için Fransa'dan Bursa'ya gelen diyabet hastası Gülseren Ardıçlı, kapalı yöntem metabolik cerrahi ile ameliyat sonrasında sağlığına kavuştu. Cerrahpaşa'da Robotla Ameliyat Dönemi Başladı Cerrahpaşa'da robotla ameliyat dönemi başladı Robotik cerrahi ile yılda 500 hastanın ameliyat edilmesi planlanıyorİSTANBUL - Son yıllarda giderek yaygınlaşmaya başlayan robotik cerrahi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde uygulanmaya başlandı. Çocukların Ameliyat Korkusu Yeni Projeyle Yenildi Çocukların ameliyat korkusu yeni projeyle yenildiANTALYA - Antalya Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ameliyat olacak çocukların yaşadıkları korkuyu gidermek ve kaygının giderilmesi için yeni bir proje hayata geçirildi. Ameliyat Sayılarında Artış Olduğu" İddiası Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Hastanelerde ameliyat sayılarında artış olduğu" iddialarına ilişkin, "Çok nadir uygulamalar dışında, Türkiye'de hiçbir hastaya herhangi bir sebeple gereksiz ameliyat yapıldığını düşünmüyorum. Ameliyat Şansı Yoktu Diyarbakır'da ameliyat şansı bulunmadığı belirtilen 65 yaşındaki kadın ilk kez uygulanan bir yöntem ile ameliyat edilerek sağlığına kavuşturuldu. Ameliyat İzleri Tarih Oluyor! Türkiye'de ameliyat olacak insanların en büyük korkusu olan kalıcı ameliyat izleri, ilk kez uygulanan lazer sistemiyle artık son bulacak. Hayata tutunduran ameliyat Kayseri Şehir Hastanesi'nde hayata tutunduran ameliyat Kolu kopan Hüseyin Uğur, "Kopan kolumu adeta kendime naklettiler" 3 ayda 40 kilo verdi Gaziantep'te fazla kilolarından kurtulmak için ameliyat olan kişi, 3 ayda 40 kilo verdi. Ayşe öğretmen yapay damar ile hayata tutundu Ayşe öğretmen yapay damar ile hayata tutundu Rize'de Öğretmenler Günü'nde aort damarı yırtılan Ayşe Karaca isimli öğretmen suni damarla yeniden sağlığına kavuştu Rize'de 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde kalp rahatsızlığı geçiren ve aort damarı yırtılan öğretmen Ayşe Karaca, Recep Tayyip...
- 1744 Güncelleme - 1744 Yüksek tansiyon, kolesterol, aşırı sigara kullanımı gibi sebeplerden ortaya çıkan damar genişlemesi dikkat edilmesi gereken bir konudur. Peki damar genişlemesi nedir, neden olur? İşte belirtileri Damarlar, kalbin vücudun tümüne birden kan göndermesini sağlayan kanallardır. Damar genişlemesi ise; kalpten tüm vücuda gönderilen kanın damarlarda kan basıncının artması nedeniyle damar çapında artış olmasıdır. Bazı nedenler yüzünden kalbin damarlara kan göndermesinde artış olur ve bu nedenle kan damarlara sığmakta zorlanarak genişlemeye başlar. Bu genişleme nedeni ile damarlarda çatlama ve yırtılma meydana gelir ve bu durum damarın patlamasına kadar gidebilmektedir. Bu hastalık çok fazla oluşur ve ilerlerse ölümle de sonuçlanabilmektedir. Eğer böyle bir durum oluştuğu takdirde hemen bir hekime müracaat etmek gereklidir. Damar genişlemesi erkeklerde kadınlara nispeten 4 kat daha çok görülmektedir. Damar genişlemesi tedavisinde bitkisel ve tıbben tedavi edilebilmektedir. Damar Genişlemesi Nedenleri Yüksek tansiyon hastalığı olan kişilerde tansiyon ile beraber kan basıncı yükselerek kalbin daha çok kan pompalamasına neden olur ve damarlarda genişleme meydana gelmektedir. Aktif olarak sigara kullanımı ya da pasif içici olmak da buna etken olabilmektedir. Doğum kontrol haplarını kullanan kadınlarda da sıkça görülmektedir. İleri yaşlarda daha sık görülür. Kolesterol ve trigliserid oranının kanda yüksek olması da etkendir. Göğüs kısmında travma yaşanması etkendir. Ateroskleroz etkisi Genetik etkenler Bağ dokusunda oluşan hastalıklar Marfan Sendromu Hareketsiz bir yaşam ve düzenli egzersiz yapmamak Aşırı yağlı gıda tüketilmesi Damar Genişlemesinin Belirtileri Damarda patlama olmadan nadir bir belirti ortaya çıkmaktadır. Sırtta ağrı Genişlemenin olduğu alanda kalp atışı hissedilmesi ve ağrı oluşması Damarın patlamasıyla ortaya çıkan belirtiler Şiddetli olarak aniden başlayan ve kalıcı olan karın ve göğüs ağrısı, Bacaklarda ve sırtta hissedilen şiddetli ağrılar, Sersemlik hali, ani terleme ve soğuma Nabzın yükselmesi ve düşük tansiyon Nefes almada zorlanma ve bilinç kaybı oluşması. Damar Genişlemesi Tedavisi Nasıl Yapılır? Damarın patlaması halinde kan kaybının çok fazla olması bu nedenle ölüm oluşmasına neden olabilmektedir. Acil müdahale edilmesi gerekmektedir. Küçük genişlemelerde bazı basit tedaviler uygulanabilir. Büyük genişlemelerde ise; cerrahi müdahale yapılmaktadır. Kasıktan kesilmek suretiyle stent konularak tedavi edilebilmektedir. Ayrıca yapay damar nakli de yapılması söz konusu olabilmektedir. 6 saat yoğun bakımından sonra, hasta iki gün sonra taburcu edilmektedir.
aort damarı genişlemesi ameliyatı fiyatı