🐑 Sağlıklı Uzun Ömür Için Esma
W90UWN. Tarih 05/07/2017 Yazar admin Uzun Yaşam İçin Esmaül Hüsnalar Aşağıdaki esmaül hüsnaları yanında yazan adet miktarınca her gün okumanız tavsiye edilmektedir. El-VASİ137 uzun ömür,sıhhat ve rızık genişliği için EL-AHİR801Uzun ömür için EL-BAKİ113Uzun mal,şeref ve rızık sahibi olmak EL-HAYY18-324 Genç ve diri kalmak için
Uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı, doğru, dengeli, kaliteli beslenme ve düzenli bir yaşam tarzından geçiyor. Zaman zaman uzmanların aynı konuda farklı fikirler beyan etmesi, aklımızda neyi-ne zaman-nasıl yapmalı, nelerle beslenip nelerden uzak durmalı, neleri alışkanlık haline getirmeli, nelerden vazgeçmeli gibi konularda soru işaretleri bırakıyor. Sultan 2. Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin, fikir ayrılıklarına yer bırakmadan sağlıklı ve uzun bir ömür için kanıta dayalı 10 öneriyi paylaştı. 1. Şekerli içeceklerden uzak durun. Meyve suları, kola, soğuk çaylar ve aromalı maden suları gibi şekerli içeceklerin vücudumuza girebilecek en zararlı gıdalardan biri olduğunu söyleyen Doç. Dr. Muhammed Keskin, vücudumuzun katı yiyeceklerden gelen kalorileri kullanmak için bazı mekanizmalara sahip olsa da, şekerli içeceklerin kalorisini kullanmak ve vücutta bu kalorilere rol vermekteki başarısının yetersiz olduğunu, bu nedenle de bir bardak kola içtiğimizde aldığımız enerjinin aynı kalorideki yemekten aldığımız enerjiye göre vücuda vereceği yük ve maliyetin daha fazla olduğunu belirtiyor. Şekerli içeceklerin, obezite, tip 2 diyabet, kalp hastalığı ve diğer birçok sağlık problemiyle güçlü bir şekilde ilişkili olduğunun altını da önemle çiziyor. Doç. Dr. Muhammed Keskin; “Bazı meyve sularının, bazen aynı miktarda şeker içerdiklerinden neredeyse kola kadar kötü olabileceğini unutmayın. İçeriğinde bolca reklamı yapılan fakat az miktarda bulunan antioksidanlar, şekerin zararlı etkilerini ortadan kaldırmaz.” diyor. 2. İşlenmiş atıştırmalıklardan kaçının, bunun yerine gerçek yiyecekler yiyin. İşlenmiş atıştırmalıkların inanılmaz derecede sağlıksız olduğunu, bu yiyeceklerin zevk merkezlerimizi tetiklemek için tasarlanmış olup beynimizi aşırı yemeye teşvik ettiğini söyleyen Doç. Dr. Muhammed Keskin, “Bu gıdalar genel anlamda lif, protein ve mikro besinler bakımından düşüktürler ancak ilave şeker ve rafine tahıllar gibi sağlıksız içerikler bakımından yüksektirler. Bu nedenle, çoğunlukla boş kalori yüküne neden olurlar.” diyor. 3. Günde Uygun Miktardaki Kahve Tüketmekten Korkmayın. Kahveseverleri sevindirecek olan bir bilgi veren Doç. Dr. Muhammed Keskin, “Kahve çok sağlıklı içecektir. Fakat önerdiğimiz kahve türü filtre kahve veya Türk kahvesidir. Antioksidan bakımından zengindir ve araştırmalar düzenli filtre kahve tüketiminin ömrümüzü uzattığını göstermektedir.” diyor. Günlük kafein miktarının 300 mg olarak önerdiklerini söyleyen Doç. Dr. Muhammed Keskin, kahvenin ayrıca Tip 2 diyabet, Parkinson ve Alzheimer hastalıklarına ve diğer birçok hastalığa yakalanma riskini azalttığı bilgisini ekliyor. 4. Yağlı Balık ve Yumurta Tüketin. Balığın yüksek kaliteli protein ve sağlıklı yağ için harika bir kaynak olduğunu belirten Doç. Dr. Muhammed Keskin, bunun özellikle omega-3 yağ asitleri ve diğer çeşitli besinler ile yüklü somon gibi yağlı balıklar için geçerli olduğunu söylüyor. Aynı zamanda araştırmaların, bol miktarda balık tüketen kişilerin kalp hastalığı, bunama ve depresyon gibi çeşitli rahatsızlıklara yakalanma riskinin daha düşük olduğunu gösterdiği bilgisini ekliyor. Yumurta ile ilgili olarak da Doç. Dr. Muhammed Keskin, “Bütün yumurtalar o kadar besleyicidir ki genellikle "doğanın multivitamini" olarak adlandırılırlar. Araştırmalar, yumurtanın kan kolesterolü üzerinde hiçbir etkisi olmadığını gösteriyor. Ek olarak, kişide yapılan büyük bir incelemede, yumurta alımının kalp hastalığı riski ile hiçbir ilişkisi olmadığı bulundu. Yumurta, gezegenin en besleyici gıdalardan biri. Özellikle, yumurta sarısı neredeyse tüm sağlıklı bileşikleri içeriyor.” diyor. 5. Yeterince Uyuyun. “Yeterince kaliteli uyku almanın önemi büyüktür. Kötü uyku, insülin direncini artırır, iştah hormonlarınızı bozar ve fiziksel ve zihinsel performansınızı azaltır.” diyen Doç. Dr. Muhammed Keskin, “ Zayıf uyku, kilo alımı ve obezite için en güçlü bireysel risk faktörlerinden biridir. Çalışmalarda yetersiz uykunun çocuklarda %89, yetişkinlerde % 55 oranında artmış obezite riskine neden olduğu gösteriliyor.” diye ekleyerek uykunun yaşam kalitemizi arttırmakta büyük önem taşıdığının altını çiziyor. 6. Özellikle yemeklerden önce biraz su için. Yeterince su içmenin birçok faydası olduğunu hepimiz biliyoruz. Şaşırtıcı bir şekilde, yaktığınız kalori miktarını da arttırma özelliği olan su, yapılan çalışmalarda metabolizmanın 1–1,5 saat içinde % 24–30 oranında hızlanabileceğinin görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Muhammed Keskin, “Su içmek için en uygun zaman yemeklerden öncedir. Çalışmalar, her yemekten 30 dakika önce 500 ml su içmenin kilo kaybını % 44 artırdığını göstermektedir.” diyor. 7. Uyumadan önce parlak ışıklardan kaçının. Akşamları parlak ışıklara maruz kaldığımızda uyku hormonu melatonin üretimimizin bozulduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Muhammed Keskin, “Çözüm olarak, akşam mavi ışığın gözlerinize girmesini engelleyen mavi ışık filtreli gözlük kullanmaktır. Bu, melatoninin tamamen karanlıkmış gibi üretilmesini sağlayarak daha iyi uyumanıza yardımcı olur.” diyor. 8. Sebze ve meyve yiyin. Baharatlara diyetinizde yer verin. “Sebzeler ve meyveler prebiyotik lif, vitaminler, mineraller ve bazıları güçlü biyolojik etkilere sahip birçok antioksidan ile yüklüdür. Araştırmalar, bol miktarda sebze ve meyveyle beslenen insanların daha uzun yaşadığını ve kalp hastalığı, tip 2 diyabet, obezite ve diğer hastalıklara yakalanma riskinin daha düşük olduğunu gösteriyor.” diyen Doç. Dr. Muhammed Keskin, “İnanılmaz derecede sağlıklı birçok bitki ve baharat var. Örneğin, zencefil ve zerdeçalın güçlü antienflamatuvar ve antioksidan etkileri vardır. Dolayısıyla diyetinize mümkün olduğunca çok bitki ve baharat eklemeye çalışmalısınız.” diye ekliyor. 9. Egzersiz yapın. Kardiyo olarak da adlandırılan aerobik egzersiz yapmak, zihinsel ve fiziksel sağlığımız için yapabileceğimiz en iyi şeylerden biri olduğunu söyleyen Doç. Dr. Muhammed Keskin, “Egzersiz, özellikle organlarımızın etrafında oluşan zararlı yağ türü olan göbek yağını azaltmada etkilidir. Azaltılmış göbek yağı metabolik sağlığımızın temellerinden biri. Ağırlık kaldırmak ise kaslarımızı güçlendirmek ve vücut kompozisyonumuzu geliştirmek için yapabileceğimiz en iyi şey diyebiliriz. Ayrıca, insülin duyarlılığının artması da dahil olmak üzere metabolik sağlığımızda büyük iyileşme sağlar.” diyor. 10. İlişkilerinize iyi bakın. Sosyal ilişkilerin sadece zihinsel sağlığımız için değil, aynı zamanda fiziksel sağlığımız için de inanılmaz derecede önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Muhammed Keskin, “ Araştırmalar, yakın arkadaşları ve ailesi olan kişilerin, olmayanlara göre daha sağlıklı ve daha uzun yaşadığını gösteriyor. Aile ve arkadaşlık ilişkileri de uzun yaşamın sırlarından biri diyebiliriz.” diye ekliyor.
Sağlıklı ve dinç bir şekilde yaşlanmayı kim istemez? Yaşlılıkta da yaşamdan tat almayı... Bunun mümkün olduğunu söyleyen uzmanlar, gerçekleşmesinin emek ve sabır gerektirdiğine dikkat çekiyor Ülkemizde yaşlıların, istisnalar dışında yaşlılık dönemini, yaşamın doğal bir sonucu olarak gördükleri ve yaşlandıkları için mutsuz olmadıkları; buna karşın hastalıklar nedeniyle ailelerine yük olmaktan korktukları belirtiliyor. İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aslı Çurgunlu, ileri yaş grubu kişiler için en büyük depresyon nedeninin, aile veya yakın çevre desteğinden yoksun kalmak olduğunu belirtiyor. BELİRTİLER NE ANLAMA GELİYOR? Yaşlanmayla birlikte kişide bazı fizyolojik değişiklikler meydana geliyor. İleri yaşta tat ve koku duyusunda azalma olması, hareketlerde yavaşlama, vb... Ancak halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı, nefes darlığı, ağrı, unutkanlık, iştah azalması, sık veya az idrara çıkma gibi belirtiler hastalık işareti olabiliyor. Bazı bulgularsa normal yaşlanma sonucu ortaya çıkabileceği gibi hastalık belirtisi olarak da görülebiliyor. Örneğin kabızlık yaşlılıkta normal görülmekle birlikte, bir hastalığın habercisi de olabildiği için bu ayrımın hekim tarafından yapılması HEKİMLİK NE İÇERİR? Her yaşta olduğu gibi yaşlılıkta da koruyucu hekimlik uygulamalarının, hastalıkların önlenmesinde ve sağlıklı yaşamın sürdürülmesinde büyük önemi bulunuyor. Dengeli beslenme, düzenli egzersiz, fiziksel aktivite, sigaradan uzak durma gibi doğru karar ve uygulamaların genç yaşlardan itibaren benimsenmesi gerekiyor. Grip ve zatürree gibi enfeksiyon hastalıkları, yaşlılarda ölüme neden olabildiği için yaşlı kişilere her yıl grip aşısı, 5 yılda bir de zatürree aşısı uygulanması gerekiyor. Ev kazaları, düşme ve bunun sonucunda oluşacak kırıkların önlenmesi içinse ev içi ortamının uygun şekilde düzenlenmesi öneriliyor. YAŞAM SÜRESİ VE KALİTESİ ARTIYOR Prof. Dr. Aslı Çurgunlu, “Çok yönlü geriatrik değerlendirme; yaşlı insanların tıbbi, fonksiyonel ve psikososyal değerlendirmesinde çok önemli bir tanı aracıdır” diyor. Çurgunlu, standart tıbbi değerlendirmeden farkının; yaşlıların tıbbi problemleriyle birlikte fonksiyonel ve nöropsikolojik durumlarının, geriatrik sendromların, sosyal ve çevresel faktörlerle yaşam kalitelerinin çeşitli ölçeklerde ve birlikte değerlendirmesi olduğunu dile getiriyor. Çok yönlü geriatrik değerlendirme sonucunda; hastaların hastaneye başvuru ve yatışlarında azalmalar olduğu, ölüm oranlarının düştüğü, kişinin günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlaştığı, kazaların minimuma indiği, yaşam kalitesinin arttığı ve yaşam süresinin uzadığı belirtiliyor. GERİATRİK KAPSAMINA GİRENLER* Tıbbi problemler Hastanın öyküsü, mevcut hastalıklar, kullanılan ilaçlar, detaylı fizik muayeneyle hastalıkların teşhisi. * Koruyucu hekimlik uygulamaları * Fonksiyonalitenin değerlendirilmesi Günlük yaşam aktiviteleri, yaşam kalitesinin değerlendirilmesi, yürüme, denge ve hareket yeteneğinin ölçülmesi. *Nöropsikolojik değerlendirme Beyin işlevlerinin ve duygu durumun değerlendirilmesi. * Sosyal değerlendirme Sosyal çevrenin ve ekonomik durumun değerlendirilmesi, sağlık hizmetlerinden yararlanma ve bakımın sağlanması. * Çevresel değerlendirme Kazaların önlenmesi için ev ve oda güvenliğinin sağlanması, ulaşım imkânlarının temin DEPRESYON SIKLIĞI YÜZDE Ülkemizde yaşlılarda depresyon sıklığının yüzde demans sıklığınınsa yüzde olduğu belirtiliyor. Alzheimer sıklığının yaşlanan nüfusla birlikte giderek arttığına dikkat çekiliyor. 65 yaş üstünde sıklık yüzde 5’ken, 85 yaş üstünde yüzde 40'a ulaşıyor. 90 yaş üstünde ise her 2 kişiden biri Alzheimer hastalığına yakalanıyor. 65 YAŞ ÜSTÜ HASTALARIN ÜÇTE BİRİ HER YIL DÜŞÜYORYürüme bozuklukları yaşlı bireylerin önemli bölümünü etkileyerek; düşme, sakatlık ve bağımlılığa neden oluyor. Prof. Dr. Aslı Çurgunlu, 65 yaş üstü hastaların üçte birinden fazlasının her yıl düştüğünü ve düşmenin bu hastaların yarısında tekrarlayıcı olduğunu söylüyor. Düşme öyküsü olan hastalarda buna neden olabilecek ilaç öyküsünün, görme durumunun, ayakta kan basıncı değişikliklerinin, denge ve yürümenin değerlendirilmesi; ayrıca kalp-damar hastalıklarının ve ev içi tehlikelerin saptanması İÇİN BUNLAR ŞART!Prof. Dr. Aslı Çurgunlu, delikanlı veya genç kız gibi yaşlanmanın imkânsız olmadığını dile getiriyor. Bunu sağlamak için erken yaşlardan itibaren yapılması gerekenleriyse şu şekilde sıralıyor - Dengeli beslenme - Düzenli egzersiz - Sigara ve aşırı alkolden uzak durma - Düzenli tıbbi kontrollerden geçme
sağlıklı uzun ömür için esma