🐎 Nazım Hikmet Içimde Kızıl Bir Gül Gibi
Bubir türkü:- toprak çanaklarda güneşi içenlerin türküsü! Bu bir örgü:- alev bir saç örgüsü! kıvranıyor; kanlı; kızıl bir meş'ale gibi yanıyor esmer alınlarında bakır ayakları çıplak kahramanların! Ben de gördüm o kahramanları, ben de sardım o örgüyü, ben de onlarla güneşe giden köprüden geçtim!
Birçok şairde ve yazarda olduğu gibi, Nazım Hikmet’e ait olmayan şiirleri, alıntıları ve sözleri kendisine ait gibi gösterilebilmektedir. İçimde mis kokulu kızıl bir gül gibi
İçimdeak bir yol var. Karıncalar buğday taneleriyle bayram çığlıklarıyla kamyonlar gelir geçer ama yasak, geçemez cenaze arabası . İçimde mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor zaman. Ama bugün cumaymış, yarın cumartesiymiş, çoğum gitmiş de azım kalmış, umurumda değil
GüneşteNazım Hikmet. Güneşte denizin sonunda mavi bir duman gibi gözümde tütüyorsun. Yeşil bir erik dalı yüreğim sen altın tüylü bir yemiş sallanıyorsun. Fakat ben seni böyle bir yemiş ve bir duman gibi görmenin yerine sahiden görmek istiyorum çıplak ayaklarını sahiden dokunmak istiyorum uzun parmaklı ellerine!..
Nazım Hikmet Ran 21 Mart 2013 Perşembe. İçimde ikinci bir insan gibidir gönlüm gibi zengin
Bubir türkü: - toprak çanaklarda güneşi içenlerin türküsü! Bu bir örgü: - alev bir saç örgüsü! kıvranıyor; kanlı; kızıl bir meş'ale gibi yanıyor esmer alınlarında bakır ayakları çıplak kahramanların! Ben de gördüm o kahramanları, ben de sardım o örgüyü, ben de onlarla güneşe giden köprüden geçtim!
Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta, sanki gidenler hiçbir zaman. hiçbir menzile erişemeyecekti. Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle. Ve onlar. ayın altında dönen ilk tekerlekti. Ayın altında öküzler. başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi. ufacık kısacıktılar.
bpyOXF. Ürün Açıklaması Kampanyalar 1 Değerlendirmeler 87 Soru & Cevap Taksit Seçenekleri Alışveriş Kredisi İptal ve İade Koşulları İçimde Kızıl Bir Gül Gibi Everest - Ayşe Kulin Gri kanatlı kuşlar, çığlık çığlığa martılar, beyaz köpüklere değerek geçip gidiyorlardı, tuzlu denize kanat vura vura. Minareleri kurşunkalemler gibi gökyüzüne uzanan camilerin avlularında itişip kakışıyordu. Darıya üşüşen ak güvercinler. Kulaklarımda bir ses… Gözlerimin önünde tahtaları eskimiş panjurlarıyla cumbalı evler, yaşlı çınarlar ve bir ceviz ağacı. Koparmış ipini eski kayıklar gibi yüzer kışın sabaha karşı rüzgarda tahta cumbalar ve bir sac mangalın küllerinde uyanır uykudan büyük İstanbul’um. İstanbul’da uyanmak istiyordum. İstanbul’la beraber uyanmak istiyordum ben de Nazım gibi. Benim bulunduğum şehirde tepe yoktu. Mavi bir deniz yoktu. Rast peşrevi yoktu havada, Boğaziçi suları gibi akan… Bana doğduğum şehri çağrıştıran hiçbir şey yoktu Londra’da. Sadece Nazım’ın dizeleri vardı elimde, beni şehrime uçuran. İçimde Kızıl Bir Gül Gibi, usta bir yazarın ustası saydığı bir yazara ödediği gönül borcu. Edebiyatının ve yaşamın sürekliliğine ilişkin zarif bir metin… Marka Everest Yayınları Basım Dili Türkçe Boyut Normal Boy Yazar Ayşe Kulin Diğer Yurt Dışı Satış Yok Stok Kodu KREMZI127
Nazım Hikmet'in sözleri ve şiirleri çoğu kişi tarafından beğenilmektedir. Nazım Hikmet Ran'ın sözleri genellikle Whatsapp durum, İnstagram profil durumu için yazılır. Ödevler için de kullanılır. Peki Nazım Hikmet'in sözleri nelerdir, şiirleri nedir, etkileyici, memlekete dair sözleri nelerdir?NÂZIM HİKMET RAN KİMDİR?Nâzım Hikmet Ran 15 Ocak 1902 doğumlu Türk şair ve yazardır. Romantik devrimci ve romantik komünist olarak tanımlanır. Bazı siyasi düşünceleri yüzünden birçok kez tutuklanmıştır. Şiirleri 50'den fazla dile çevrilmiş ve eserleri çok sayıda ödül olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını da kullanmıştır. Nazım Hikmet Ran, Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir. Dünya çapında bir üne ulaşmıştır ve dünya çapında 20. yüzyılın en gözde şairlerinin yer olduğu listede Hikmet'in etkilendiği isimleri Tevfik Fikret, Vladimir Mayakovski, Ziya Paşa, Namık KemalNazım Hikmet'in etkiledikleri isimler Ahmed Arif, Attilâ İlhan, Hasan İzzettin Dinamo, Rıfat Ilgaz, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Nevzat Çelik, Arif Damar, Sabahattin AliNÂZIM HİKMET RAN SÖZLERİNazım Hikmet Ran'ın birbirinden değerli sözleri vardır. Şimdi en güzellerini sizler için azı çoğu olmaz, ağırdır başka severdik. O yüzden başka yoktu, yüreğimden bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omzuna ağır gelir!Sende uzaklığı; sende ben, imkânsızlığı en aşağılık tarafı şu ki yavrum, galiba yalnızlığa bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor kanatları yok, insanların kanatları değilim yaşadıklarımdan, öfkem belki de bir gün ekler Nazım Hikmet mektubunun sonuna; herkese selam sana "HASRET"İnsan birisiyle yaşlanmalı, birisi yüzünden değil!Ve gayrisi mesela benim on sene yatmam Laf-ı esir düşmekte değil, teslim olmamakta bütün mesele…İşin en aşağılık tarafı şu ki yavrum, galiba yalnızlığa misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!Ne ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana kuşsun. Artık seninle biz, düşman bile GÜZEL NÂZIM HİKMET RAN SÖZLERİMemleket mi yıldızlar mı gençliğim mi daha uzak?Hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye, ben onlardan değilim. Ben sensiz de yaşarım. Ama seninle bir başka ağaca benzer, kurudu mu bir daha seni yaşıyoruz çok şükür der gibi...Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar geldin! Biz bıraktığın gibiyiz. Ustalaştık biraz daha taşı kırmakta, dostu düşmandan önemli olmamalı gidecek olan ya da gelmeyen. Çünkü bazen, başlaman gerekir her şeye sana söylemek istediğim en güzel söz henüz söylememiş olduğum yaşamdan kaçan ve onunla bağıntısız konuları işleyen kimse, saman gibi anlamsızca yanmaya şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği, elimi sıkarken sapladığı bıçak. Nafile, artık kışkırtamıyor beni korkuya benzemez halkını satanın korkusuBüyük bir hayal kırıklığı yaşayıp ben artık kimseyi sevemem deme! Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm birisiyle yaşlanmalı, birisi yüzünden değil!İki şey var; ancak ölümle unutulur, anamızın yüzüyle şehrimizin başımın üstünde görmek bana arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?NAZIM HİKMET RAN'IN ŞİİRLERİNDEN BESTELENEN BAZI ŞARKILAR Zülfü Livaneli Karlı Kayın OrmanıCem Karaca Bence Artık Sen De Herkes GibisinOnur Akın Seviyorum SeniEdip Akbayram Güzel Günler GöreceğizEzginin Günlüğü Seni Düşünmek Güzel ŞeyBulut mu Olsam? Zülfü LivaneliBor Oteli Hüsnü ArkanHoşgeldin Kadınım İlhan İremEdip Akbayram Gidenlerin TürküsüAynı Daldaydık Ahmet KayaKız Çocuğu Joan Baez & Zülfü LivaneliHerkes Gibisin Cem KaracaNAZIM HİKMET'İN BAZI ŞİİRLERİBence Şimdi Sende Herkes Gibisin Şiiri Gözlerim gözünde aşkı seçmiyorOnlardan kalbime sevda geçmiyorBen yordum ruhumu biraz da sen yorÇünkü bence şimdi herkes gibisinYolunu beklerken daha dün geceKaçıyorum bugün senden gizliceKalbime baktım da işte iyiceAnladım ki sen de herkes gibisinBüsbütün unuttum seni eminimMaziye karıştı şimdi yeminimKalbimde senin için yok bile kinimBence sen de şimdi herkes gibisin Ceviz Ağacı Şiiri Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,budak budak, şerham şerham ihtiyar bir sen bunun farkındasın, ne polis bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı' suda balık gibi kıvıl ipek mendil gibi tiril tiril,koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını ellerimdir, tam yüz bin elim bin elle dokunurum sana, İstanbul' gözlerimdir, şaşarak bin gözle seyrederim seni, İstanbul' bin yürek gibi çarpar, çarpar bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı' sen bunun farkındasın, ne polis Kayın Ormanında Şiiri Kısa versiyon Karlı kayın ormanındayürüyorum efkârlıyım,elini ver, nerde elin?Ayışığı renginde kar,keçe çizmelerim çalınan ıslıkbeni nereye çağırır?Memleket mi, yıldızlar mı,gençliğim mi daha uzak?Kayınların arasındabir pencere, sarı, ordan geçerken biri "Amca, dese, gir içeri."Girip yerden selâmlasamhane içindekileri. Nazım Hikmet Ran Zülfü Livaneli Türkiye Ceviz Gündem Kültür Sanat Güncel Haberler
Türk Edebiyatı’nın en önemli şairlerinden Nazım Hikmet’in 15 Ocak 1902 – 3 Haziran 1963 en sevilen aşk şiirlerini derledik. 1. Aşk Mönüsü Edward Cucuel, Woman Reclining By A Lake Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin sen ülkemin yaz geceleri gibisin saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında beni unutma ah! saklı gülüm sen hem zor hem güzelsin şiirlerimin ılıklığında açılmalısın sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi sen memleketim kadar güzelsin ve güzel kal 2. Benerci Kendini Niçin Öldürdü? Birinci Kısım – Birinci Bab Edward Cucuel, Autumn Sun Bir Genç Adama… Hakim Heraklit’e… Yıldızlara ve Aşka Dairdir… Kadın yakaladı genç adamı elinden. Genç adam yakaladı kadını belinden. Bir yumrukta kırdı camı. Oturdular pencerenin içine. Sarktı ayakları gecenin içine… Işıklı bir deniz dibi gibi başlarında, sağda, solda gece yanıyor. Ayakları karanlık boşluklara sallanıyor.. Sallanıyor ayakları sallanıyor ayakları… ……….. DUDAKLARI …… Sevmek mükemmel iş delikanlım. Sev bakalım… Mademki kafanda ışıklı bir gece var, benden izin sana, seeeeev sevebildiğin kadar… 3. Bir Acayip Duygu Edward Cucuel, At The Lake Mürdüm eriği çiçek açmıştır. — ilkönce zerdali çiçek açar mürdüm en sonra — Sevgilim, çimenin üzerine diz üstü oturalım karşı-be-karşı. Hava lezzetli ve aydınlık — fakat iyice ısınmadı daha — çağlanın kabuğu yemyeşil tüylüdür henüz yumuşacık… Bahtiyarız yaşayabildiğimiz için. Herhalde çoktan öldürülmüştük sen Londra’da olsaydın ben Tobruk’ta olsaydım, bir İngiliz şilebinde yahut… Sevgilim, ellerini koy dizlerine — bileklerin kalın ve beyaz — sol avucunu çevir gün ışığı avucunun içindedir kayısı gibi… 4. Bir Ayrılış Hikayesi Edward Cucuel, Sunny Spring Morning Erkek kadına dedi ki – Seni seviyorum, ama nasıl? avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya… Erkek kadına dedi ki – Seni seviyorum, ama nasıl? kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beşyüz yüzde hudutsuz kere yüz… Kadın erkeğe dedi ki – Baktım dudağımla, yüreğimle, kafamla; severek, korkarak, eğilerek, dudağına, yüreğine, kafana. Şimdi ne söylüyorsam karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana… Ve artık biliyorum Toprağın Yüzü güneşli bir ana gibi En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini… Fakat neyleyim saçlarım dolanmış ölmekte olanın parmaklarına başımı kurtarmam kâbil değil! Sen yürümelisin, yeni doğan çocuğun gözlerine bakarak… Sen yürümelisin, beni bırakarak… Kadın sustu. SARILDILAR Bir kitap düştü yere… Kapandı bir pencere… AYRILDILAR.. 5. Sebastian Bach’ın 1 Numaralı Do Minör Konçertosu Edward Cucuel, Autumn Magic Sessiz gözyaşın ve gülümsemen gülüm, hıçkırıkların ve kahkahan gülüm. pırıl pırıl beyaz dişli kahkahanın tekrarı. Güz sabahı üzüm bağında sıra sıra, büklüm büklüm kütüklerin tekrarı kütüklerde salkımların salkımlarda tanelerin tanelerde aydınlığın, aydınlıkta yüreğimin. 6. Gözlerin Edward Cucuel, Evening By The Lake Gözlerin gözlerin gözlerin, gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün sevinçli bahtiyar alabildiğine akıllı ve mükemmel dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın. 7. Gözlerine Bakarken Edward Cucuel, On The Ridge Gözlerine bakarken güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma, bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde kayboluyorum… Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum, durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin 8. Seviyorum Seni Edward Cucuel, Sommer Traumerei Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi Geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi Ağır posta paketini neyin nesi belirsiz telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi Seviyorum seni denizi ilk defa uçakla geçer gibi İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık içimde kımıldayan birşeyler gibi Seviyorum seni Yaşıyoruz çok şükür der gibi. 10. Güneşte Edward Cucuel, In the Sun Güneşte denizin sonunda mavi bir duman gibi gözümde tütüyorsun. Yeşil bir erik dalı yüreğim sen altın tüylü bir yemiş sallanıyorsun. Fakat ben seni böyle bir yemiş ve bir duman gibi görmenin yerine sahiden görmek istiyorum çıplak ayaklarını sahiden dokunmak istiyorum uzun parmaklı ellerine!.. 11. Henüz Vakit Varken Gülüm Edward Cucuel, On The Dock Henüz vakit varken, gülüm Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, yüreğim dalındayken henüz, ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri Volter rıhtımında dayayıp seni duvara öpmeliyim ağzından sonra dönüp yüzümüzü Notrdam’a çiçeğini seyretmeliyiz onun, birden bana sarılmalısın, gülüm, korkudan, hayretten, sevinçten ve de sessiz sessiz ağlamalısın, yıldızlar da çiselemeli, incecikten bir yağmurla karışarak. Henüz vakit varken, gülüm, Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, yüreğim dalındayken henüz, şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz söğütlerin altından, gülüm, ıslak salkım söğütlerin. Paris’in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana, en güzel, en yalansız, sonra da ıslıkla bir şey çalarak gebermeliyim bahtiyarlıktan ve insanlara inanmalıyız. Yukarda taştan evler, girintisiz, çıkıntısız, birbirine bitişik ve duvarları ayışığından ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor ve karşı yakada Luvur aydınlanmış ışıklarla aydınlanmış bizim için billur sarayımız… 12. İsimsiz Şiirleri Edward Cucuel, Breakfast Seni düşünmek güzel şey ümitli şey dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey. Fakat artık ümit yetmiyor bana, ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum… ————— Hasretini, yokluğunu, sensizliği bir ateş yanığı gibi öyle acıyla duydum ki yüreğimin etinde, gitgide çoğalarak gitgide derinden işleyerek öyle dayanılmaz oldu ki bu seni boğabilirdim senden kurtulmak için çünkü seni o kadar seviyorum. 13. Kar Kesti Yolu Edward Cucuel, Girl With Fur Coat Kar kesti yolu sen yoktun oturdum karşına dizüstü seyrettim yüzünü gözlerim kapalı Gemiler geçmiyor uçaklar uçmuyor sen yoktun karşında duvara dayanmıştım konuştum, konuştum, konuştum ağzımı açmadım Sen yoktun ellerimle dokundum sana ellerim yüzümdeydi 14. Mavi Gözlü Dev Edward Cucuel, Sleepy O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruliiii hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev. Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruliiii hanımeli açan evin. O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Mini minnacıktı kadın. Rahata acıktı kadın yoruldu devin büyük yolunda. Ve elveda! deyip mavi gözlü deve, girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde ebruliiii hanımeli açan eve. Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, dev gibi sevgilere mezar bile olamaz bahçesinde ebruliiii hanımeli açan ev.. 15. Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni Edward Cucuel, Young Girl With A Parasol Ne güzel şey hatırlamak seni ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken… Ne güzel şey hatırlamak seni bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının… İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti… Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının, güneşli bir rahatlık ve etin daveti kıpkızıl çizgilerle bölünmüş sıcak koyu bir karanlık… Ne güzel şey hatırlamak seni, yazmak sana dair, hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek filanca gün, falanca yerde söylediğin söz, kendisi değil edasındaki dünya… Ne güzel şey hatırlamak seni. Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine bir çekmece bir yüzük, ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım. Ve hemen fırlayarak yerimden penceremde demirlere yapışarak hürriyetin sütbeyaz maviliğine sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım… Ne güzel şey hatırlamak seni ölüm ve zafer haberleri içinde, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken… 16. Piraye’ye Yazılmış Şiirler Edward Cucuel, East Wind 24 Eylül 1945 En güzel deniz henüz gidilmemiş olanıdır. En güzel çocuk henüz büyümedi. En güzel günlerimiz henüz yaşamadıklarımız. Ve sana söylemek istediğim en güzel söz henüz söylememiş olduğum sözdür… 25 Eylül 1945 Saat 21. Meydan yerinde kampana vurdu, nerdeyse koğuşların kapıları kapanır. Bu sefer hapislik uzun sürdü biraz 8 yıl… Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim, yaşamak seni sevmek gibi ciddi bir iştir… 1 Ekim 1945 Dağın üstünde akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde. Bugün de sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de. Birazdan açar kırmızı kırmızı gecesefaları birazdan açar kırmızı kırmızı. Taşır havamızda sessiz, cesur kanatlar vatandan ayrılığa benzeyen ayrılığımızı… 6 Ekim 1945 Bulutlar geçiyor, haberlerle yüklü, ağır. Buruşuyor hala gelmeyen mektup avucumda. Yürek kirpiklerin ucunda uzayıp giden toprak uğurlanır. Benim bağırasım gelir Piraye, Piraye!.. diye… 27 Ekim 1945 Bir elmanın yarısı biz yarısı bu koskoca dünya. Bir elmanın yarısı biz yarısı insanlarımız. Bir elmanın yarısı sen yarısı ben ikimiz… 5 Kasım 1945 Çiçekli badem ağaçlarını unut. Değmez, bu bahiste geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı. Islak saçlarını güneşte kurut olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın nemli, ağır kızıltılar… Sevgilim, sevgilim, mevsim sonbahar… 17. Ruhum Edward Cucuel, Quiet Hour Ruhum gözlerini yumuşacık yum kucağımdaymışsın gibi bırak kendini ninni, uykunda unutma beni ninni… Gözlerini yumuşacık yum yeşil ela gözlerini ninni ruhum ninni Sen yukarda yemişli dalların içindesin, yeşil gözlerin güneş dolu, dudakların bala bulanmış ben ağacın dibindeyim, bir ayağım çukurda… Ben senden çok önce gideceğim, sen bensiz kalacaksın ihtiyarlığında… 18. Sevgilim Edward Cucuel, Fragrant Summer Sevgilim yalan söylersem sana Kopsun ve mahrum kalsın dilim Seni seviyorum demek bahtiyarlığından Sevgilim yalan yazarsam sana Kurusun ve mahrum kalsın elim Okşayabilmek saadetinden seni Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim İki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar Ve göremesinler seni bir daha 19. Şehir, Akşam Ve Sen Edward Cucuel, Girl In A Boat Koynumda çırılçıplaksınız Şehir, akşam ve sen Aydınlığınız yüzüme vuruyor Bir de saçlarınızın kokusu. Bu çarpan yürek kimin Sesleri soluklarımızın üstünde küt küt atan Senin mi şehrin mi akşamın mı yoksa benimkisi mi? Akşam nerde bitiyor nerde başlıyor şehir Şehir nerde bitiyor sen nerde başlıyorsun Ben nerde bitip nerde başlıyorum? 20. Vera’nın Resmi Edward Cucuel, Quiet Waters Kimseler yapamaz senin resmini Kıyıdan açılanın tanyerinden esenin Aramasınlar seni renklerin atlıkarıncasında Dayanmış tahta parmaklığa bir bağ taraçasında iklimler Bizden en uzak gezegenin kederi Aramasınlar seni uyaklarında ışıkla gölgenin Sen oyunun dışındasın oylumların da yüzeylerin de Bir yerlerde bir sevinç günün birinde fışkırır 21. Vera’nın Uykudan Uyanışı Edward Cucuel, The Novel uyandın gülüm iskemleler uyandı köşeden köşeye koşuştular masa da öyle doğrulup oturdu kilim nakışları açıldı katmer katmer ayna seher vakti gölü gibi uyandı açtı kocaman mavi gözlerini pencereler uyandı balkon toparladı bacaklarını boşluktan tüttü karşı damda bacalar kaldırımlar akasyalar ötüştü bulut uyandı attı göğsündeki yıldızı odamıza evin içinde dışında uyandı aydınlık doldu saçlarına senin dolandı çıplak beline ak ayaklarına senin 22. Yumdum Gözlerimi Edward Cucuel, Lady At The Lake Yumdum gözlerimi Karanlıkta sen varsın Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar Şimdi orda herşey seninle başlıyor Şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait Ve sana ait olmayan 23. Sen Edward Cucuel, Wood Nymph Sen esirliğim ve hürriyetimsin, Çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin, Sen memleketimsin. Sen ela gözlerinde yeşil hareler, Sen büyük, güzel ve muzaffer, Ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin. 24. Vera İçin Edward Cucuel, Yellow Parasol Bir ağaç var içimde fidesini getirmişim güneşten. Salınır yaprakları ateş balıkları gibi yemişleri kuşlar gibi ötüşür. Yolcular füzelerden çoktan indi içimdeki yıldıza. Düşümde işittiğim dille konuşuyorlar, komuta, böbürlenme, yalvarıp yakarma yok. İçimde ak bir yol var. Karıncalar buğday taneleriyle bayram çığlıklarıyla kamyonlar gelir geçer ama yasak, geçemez cenaze arabası İçimde mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor zaman. Ama bugün cumaymış, yarın cumartesiymiş, çoğum gitmiş de azım kalmış, umurumda değil Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?
Edebiyat dünyasının en seçkin isimlerini sözlerini kullanarak bir edebiyatçı edasıyla konuşabilirsiniz. İşte sizi bir edebiyatçı gibi konuşturacak Cemal Süreya sözleri , Cemal Süreya sevda sözleri, Cemal Süreya aşk sözleri, sevda sözleri Cemal Süreya, Oğuz Atay sözleri, Oğuz Atay Tutunamayanlar sözleri, Oğuz Atay sözler, Oğuz Atay Tehlikeli Oyunlar sözleri, Can Yücel sözleri, Can Yücel aşk sözleri, Can Yücel sözler , Nazım Hikmet sözleri, Nazım Hikmet aşk sözleri, Nazım Hikmet sözler, Nazım Hikmet ran sözleri…CEMAL SÜREYA SÖZLERİBen senin sevgilin, baban, ağabeyin, arkadaşınım… Biri bitse biri kalır. Seni hiç gece onu düşünmekten saatim ilerlemez oldu. Kim sorsa saat kaç diye, cevabım hep aynı; o'na doğru.'BENİMSİN' demeden önce 'SENİNİM' diyebilmeli insan…Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık "sevda" da kırıldık daha da kırılırız. Kimse dokunamaz bizim gün ayrıldık ve sevilmekten eskimiş bir renk gibi hissettim bile gelmiyorsun artık, o kadar kalbimdesin ki!Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma bakım istiyor, öğrenemedin belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabıSesinde ne var biliyor musun? Söyleyemediğin sözcükler SüreyaBelki de. Evet, belki de sen, hiç hak etmemiştin beni. Oysa ben; her halinle kabullenmişim bakma benim bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu ne zaman yelken açsak sevdalara, kesiliyor bütün rüzgârlar… Ve biz ne zaman bir parça AŞK istesek, yalnızlık kesiyor önümüzü…Nazar değmesin diye mi kurşun döküyordu kalleşler masum çocuklara?An ki fıskiyesi sonsuzluğun, keşke yalnız bunun için sevseydim olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık! Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız demiş aşk uğruna ölmek zor? Uğruna ölünecek aşk bulmak giden bir bilet kes, cam kenarı değil can kenarı rüzgârlar karanlık geceleri severmiş ya, aynı ben seni öyle bakma bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu şarkıyı duysam, bizim için söylemiş sanki. Tek yanlı AŞK kişiyi nasıl unutmuşum senin bir başkasını güzel bakma bana; Allah yarattı demem severim!!!SEN; aklım ve kalbim arasında kalan, en güzel gözyaşları için ekmek kırıntısı gibi değerlidir derdi. Üstüne basıp geçenlerin çarpılışını görmek için bekliyorum başına ne gelirse merakından gelir demiş eskiler. Baktım olmuyor. Ben seni merak edeyim, sen de unutmuştu bizi. Biz öldüğümüzle kalmıştık...NAZIM HİKMET SÖZLERİİnsanların kanatları yok, insanların kanatları mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omzuna ağır gelir!Sevgilim, değişti mevsim çekişen gelişmelerden sonra bir sıçramakla. Ve karın altında mağrur, hamarat sürüp gidiyor hayat…Cebimde yoktu, yüreğimden bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omzuna ağır gelir!Ve benim birden bire yüzünü değil, gözünü değil, sesini göresim senin mekânın olan ve nereye sürülsem, hangi hapiste yatsam sırtımda, torbamın içinde götürdüğüm ve evlât acısı gibi yüreğimde, senin hayalin gibi gözlerimde taşıdığım şehir…Arkadaşlık ağaca benzer, kurudu mu bir daha ümitli bir iştir, sevgilim. Yaşamak seni sevmek gibi ciddi bir en aşağılık tarafı şu ki yavrum, galiba yalnızlığa bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi Hikmet Özlemin azı çoğu olmaz, ağırdır sana söylemek istediğim en güzel söz henüz söylememiş olduğum yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar önemli olmamalı gidecek olan ya da gelmeyen. Çünkü bazen, başlaman gerekir her şeye geldin! Biz bıraktığın gibiyiz. Ustalaştık biraz daha taşı kırmakta, dostu düşmandan bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü değilim yaşadıklarımdan, öfkem belki de arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?İnsan birisiyle yaşlanmalı, birisi yüzünden değil!Ruhum ne ondan önce vardı, ne ondan ayrı bir sırrın kemâlidir, ruhum onun, o dışımdaki âlemin bende akseden hayâlidir. Ve aslından en uzak ve aslına en yakın hayâl bana ışığı vuran yârimin cemâlidir… Nazım Hikmet RubaileriSevgilimin hayâli dile geldi aynanın üzerinde "- O yok, ben varım," – dedi bana günün birinde. Vurdum, düştü parçalandı ayna, kayboldu hayâl ve lâkin çok şükür sevgilim duruyor yerli yerinde… Nazım Hikmet RubaileriNe kadar seviyorsun dersen; o kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin…CAN YÜCEL SÖZLERİGitmek unutmak değildir sen bunu çok iyi biliyorsun. Aklımda gözlerin varken, sen buna gitmek mi diyorsun?Gülümsemek, daha güzel bir görüntüye kavuşmanın bedava şanstan söz ettirmeyecek kadar mükemmel olmalı ayrılınca anımsadım dünyanın bu kadar kalabalık şanstan söz ettirmeyecek kadar, mükemmel olmalı burjuvazinin ağzında lağım çukurudur, işçi sınıfının ağzında açan çiçektir…Senden ayrılınca anımsadım dünyanın bu kadar kalabalık kızartıcı bir suç değildir hırsızlık; çalınan birinin kalbiyse da önemli olan aynı elleri tutmak değil, bir ömür hiç denizanasıdır umut, Ta suların ortasında, Açılır, Kapanır, Açılır, Kapanır, Kapanır, YücelYeter bee! İstemiyorum artık kimseyi yanımda. Her gelen biraz daha acıtıp gidiyor nasılsa. Can YücelKimileri 'Seviyorum' der, çünkü ezberlemiştir. Kimileri diyemez, çünkü gerçekten sevmiştir. Can YücelTabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; bense hep arkandan yoruldum. Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… Kendimi her kaybettiğimde, seni de kaybediyor olmaktan neye gam yerim ki en çok? Bir daha güldürebilmek; ağlayanla, ağlamaktan daha da önemli olan aynı elleri tutmak değil, bir ömür hiç Çünkü herhangi biriyle değil, beklediğime değecek kişiyle devam etmeliyim bu yola. Can YücelDeğişmek zor; ama bazen aynı adam olmak daha zor… Hayat öyle yüklenir ki; ne kalmak istersin, ne gitmek. O durumdayım tanışmamıza hiç fırsat olmasaydı , ve seni hayatıma şeker misali karıştırmasaydım.. Can YücelVedalar acıtsa da bazen gitmek gerekir. İnsan hapşırdığı gün olmak, haklı olmaktan daha kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun…Hiçbir insan öylesine girmiyor hayatımıza… Kimileri ceza , kimileri bela, kimileri imtihan, kimileri ise ATAY SÖZLERİOnunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı. Kalbimdeyken nasıl aklımda bir şans daha verme, sevgine layık olmayana. Merak etme, aşk yürek işidir ve yüreği olmayanın kalbi kırılmaz geçer diyorlar ya Olric . Sence geçer mi? Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer. Ama mutlaka başı ve sonu belliydi; hiç olmazsa ortasını yükseğe çıkamam; bende yükseklik korkusu var. Kimseyi yarı yolda bırakamam; bende 'alçaklık' korkusu zaman hayata tutunmaya çalışsak, hep mahrem yerleri geldi gelecek planlarımı hayattan gizli yapıyorum. Sanki hayat, işini gücünü bırakıp planlarımı bozmak için her şeyi anlamalısın çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya Atayİçimden şehirler geçiyor, sen her durakta duruyor, ne yaparsan yap yaranamıyorsun. Ve yaranamadıkça anlamıyorlardı. Zarar yok. Zaten beni, daha kimler anlamadı. Yalnız insanların kendi içinde başlayıp biten eğlenceleri sırlarını bakmasını bilene geçinmek iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur…Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler; ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan tehlikeli kelime ama'dır. Önceden söylenen her söylemi veya kelimeyi öldürür! Mesela, seni seviyorum ama gibi…Yalnızlığına iyi bak, sahip çık. Kaç kişinin emeği var onda kim bilir?Sırf onun eseri diye… Öyleyse, ben de hayatımın sonuna kadar aynı yerde kımıldamadan oturacağım. Herkes istediği kadar koşsun. Beni anlayacak insan, oturduğum yerde de beni bulur…Zaten senin ''hiçin'' fesat..Ne ölmek nefessiz kalmaktır; ne de yaşamak nefes almaktır. Yaşamak; sevilmeyi hak eden birine yaşamını kadına adamak istiyorum hayatımı. Biri "erkeğim" desin bana, diğeri sadece koyulurken, "bu kadar yeter" dedikten sonra mutlaka bir kaşık daha yemek koyan kişiye "anne" denir. Ve o her şeye anlamalısın. Çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum. Tarih bir tahriften ibarettir. Tarih , geçmişten geleceğe uzanan ve bugün gördüğümüz bir rüyadır. Bütün rüyalar gibi tarih de yorumlanabilir; ama görülürken ve sebepsiz sevdim seni. Çünkü bir sebebi olsa, aşk olmazdı bunun yaptıklarını silmeye çalıştım; mürekkeple yazılmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim, azaldığımla çekingenlikler ne kadar tatlıdır. Oysa insan, bu beceriksizlikleri bir an önce yenmeye çalışır. Bütün gücüyle büyüyü bozmak, buzları kırmak için uğraşır. İnsan çok sevdiği halde neden her defasında terkedilir? Ve beklenenler, neden hep vazgeçildikten sonra gelir? İyi geçinmek İki kişinin kusursuz olmasıyla değil. Birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle silgim hep kalemimden önce bitti. Çünkü kendi doğrularımı yazacağım yere, tuttum başkalarının yanlışlarını hep geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerlerde silgim hep kalemimden önce bitti. Çünkü kendi doğrularımı yazacağım yere, tuttum başkalarının yanlışlarını seviyorsa kaybetmekten korkar. Kıskançlık da bir kaybetme korkusudur. Kıskanmıyorsa eğer; yeterince her şeyin ilacıysa, fazlası intihara girmez mi? Nazım Hikmet Ran Cemal Süreyya Oğuz Atay Can Yücel Gündem Güncel Haberler
Haberler Güzel Sözler Nazım Hikmet Sözleri Nazım Hikmet Ran'ın Aşk Şiirlerinden Alıntılar Ve En Güzel SözlerNazım Hikmet Ran söylediği manalı sözler ile kendine hayran bırakmayı başarmanın yanı sıra aynı zamanda bıçak gibi kesici cevapları ile de bizi şaşırtıyor. Kimi zaman sosyal medya da paylaşılmak üzere kimi zaman duygu dolu anlarda kendi ifade etmek amacıyla bu şairin sözleri sık sık tercih ediliyor. Hem siyasi düşünceleri hem de insancıl düşünceleri ile geniş bir bilgi birikimine sahip olan Nazım Hikmet'in etkileyici sözlerini sizin için derledik.• 29 Temmuz 2022 - 1302 • Son Güncelleme 29 Temmuz 2022 - 1302• 29 Temmuz 2022 - 1302 • Son Güncelleme 29 Temmuz 2022 - 13021Bazı zamanlarda etkileyici ve derin manalı bir cevap verme ihtiyacı duyarsınız. Özellikle sakin geçen bir tartışma konusunda karşınızdaki kişiye kibarca bir ders vermek istersiniz. İşte böyle zamanlarda Nazım Hikmet'in o meşhur sözlerini kullanabilirsiniz. Duygu dolu anlarda kendinizi ifade etmek için de yine Nazım Hikmet sözlerinden faydalanabilirsiniz. Hem etkileyici hem de derin manalı olması sizi her durumda ifade edebilir. Özellikle sosyal medya da duygusal bir paylaşım yapmak istiyorsanız, Nazım Hikmet'in aşk sözleri tam size göre olabilir. Sevginizi veya içinde bulunduğunuz durumu manalı bir şekilde ifade etmek için sizde bu şairin eşsiz sözlerinden alıntı otuz kırk dilde basılır, Türkiye’mde Türkçemle yasak!3Pişman değilim yaşadıklarımdan, öfkem belki de Geçtim putların ormanından baltalayarak, ne de kolay önemli olmamalı gidecek olan ya da gelmeyen. Çünkü bazen, başlaman gerekir her şeye geldin! Biz bıraktığın gibiyiz. Ustalaştık biraz daha taşı kırmakta, dostu düşmandan meltem olacak rüzgârım dahi kalmadı benim. Dağlara çarptım her esişimde. Yollara küfrettim her değilim! Sadece dön bak arkana; ne için, nelerden vazgeçtin? Neler dururken, sen neyi yaşamdan kaçan ve onunla bağıntısız konuları işleyen kimse, saman gibi anlamsızca yanmaya insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil gelen sevmez ve hiçbir seven gitmez unutma. Bil ki; giden dönüyorsa sevdiğinden değil, kaybettiğindendir aslında!12Sevdiğin müddetçe ve sevebildiğin kadar, sevdiğine her şeyini verdiğin müddetçe ve verebildiğin kadar sevdasında bencil; ama yüreğinde sağlam sevdiğim. Aklıma gelişini seveyim ne güzel darma duman ediyorsun bu denli sıradan olmadığına inanıyorum ben. Önce sıradanları yaşayacaksın ki, gerçek olanı derler ya ben sensiz yaşayamam diye işte ben onlardan değilim ben sensiz de yaşarım; ama seninle bir başka şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği, elimi sıkarken sapladığı bıçak. Nafile, artık kışkırtamıyor beni Belki umudum kalmadı geleceğimden; ama asla pişman değilim misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!19Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması. Ben’ deyip susması, sen’ deyip ağlamaklı kalması…20Kimselere anlatamadım. Kendime bile, ola ki ağzımdan kaçırır, bir daha tutamam ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana kuşsun. Artık seninle biz, düşman bile kadar seviyorsun dersen; o kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin…23Ve bir gün ekler Nazım Hikmet mektubunun sonuna; herkese selam sana “HASRET”24İşin en aşağılık tarafı şu ki yavrum, galiba yalnızlığa bin kurşun sıksa da ölüm, unutma! Umuda kurşun işlemez gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz ölümün önünde başarılı olmak için, yapıtlarında maddi yaşamı aydınlatmak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…29Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar sadece bir eylemdir. Unutmak ise kocaman bir kanatları yok, insanların kanatları ağaca benzer, kurudu mu bir daha uzaklığı; sende ben, imkânsızlığı seviyorum. 34Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?35İçimde mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omzuna ağır gelir!38Ve benim birden bire yüzünü değil, gözünü değil, sesini göresim kendimi kendi içimde…40Toprak, sevdiklerimizi aldığı için mi böyle güzel azı çoğu olmaz. Ağırdır işte!42Ve sana bugüne kadar söylemiş olduğum söz, henüz söylemediğim ağaca benzer… Kurudu mu bir daha denizin olmadığı yerde umut adını martı başka severdik. O yüzden başka azı çoğu olmaz, ağırdır yoktu, yüreğimden korkuya benzemez halkını satanın insanlara çok şey öğretmiştir. Ama sen gitme cahil
nazım hikmet içimde kızıl bir gül gibi