🐹 Benzinli Arabayı Elektrikliye Çeviren Firmalar
Elektrikliotomobil, elektrik enerjisi ile çalışan otomobillere verilen isimdir. Elektrikli otomobillerin, otomotiv endüstrisinde önemli bir etkisi oluyor. [2] Bu türdeki arabaların yakıt tasarrufu yanında şehir kirliliğini düşüreceği ve karbon emisyonunu azaltacağı sanılmaktadır. [3] Karbondioksit emisyonunun azalma derecesi
Bu açılıp kapanma sürelerinin, yakıt tüketimi verimliliğinde çok ciddi payı vardır. İşte Kam Mili ya da diğer adıyla Eksantrik Mil, bu sürelerin ayarlanmasından sorumludur. Krank Mili ile koordineli çalışır. Kam Milini, harekete geçiren de Krank Mili ‘dir. Kam Mili, Krank Mili’nden zincir- dişli sistemi veya kayış
Elektrikliye çevrilen modeller ise yola çıkmak için devletten plaka bekliyor. İtalyan ortağıyla Fiat’ın Fiorino, Scudo ve Ducato, Renault’un ise Kangoo modellerini elektrikliye çeviren BD Oto, Avrupa’da sattığı bu araçları Türkiye’de piyasaya sunmak için hükümetin yeni düzenleme yapıp plaka vermesini bekliyor.
Bunu elektrikliye çevirdiğimizde yeri zaten mevcut, 10 kw motor baya bir maddiyat gerektiren bir şey. Ben aslında çizmiştim ama baktım çok maddiyat gerektiren bir şey, o yüzden
Elektrikli aracların sürüş maliyeti icinde şarj ücretinin hiçbir önemi yok. Batarya 300.000 km sonra bozuluyor. Yenisi 30.000 usd. Yani her km 10 cent batarya eskime maliyeti var ki bu da her km icin 10 cent eder. Km başına 1.3TL batarya, 20 kurus da elektrik maliyeti olunca her km 1 5TL eder. Benzinli araba bile daha hesaplıya gelir..
Kam milinin görevi içten yanmalı motor ve çalışma prensibi başlıklı konuda belirtilen emme ve egzos valflerini belirli zamanlarda açmak ve kapatmaktır. Bu sayede silindire gaz girişi ve silindirden gaz çıkışı olacağı zaman ilgili valfler açılır, sıkıştırma ve yanma zamanlarında ise valfler kapalı tutularak silindir içindeki optimum basınç ve hacim değerleri
DizelMotorun Tanımı : Isı enerjisini mekanik enerjiye çeviren sistemlere motor denir. Motor,silindir odalarındaki yakıt hava karışımının yanmasıyla tekerleri döndüren ve taşıtların yürümesine yardım eden mekanizmadır. Devamı Dizel Motorun Çalışma Esasları. Günümüzde dizel motorları her alanda kullanılmaktadır.
6TufN0. Dünya'da elektrikli otomobiller aldı başını gidiyor. 3 senedir Türkiye'ye elektrikli arabaları anlatmaya çalışan ve sektörde pek çok çalışması bulunan birisi olarak üzülerek belirtiyorum ki treni kaçırıyor gibiyiz. Satış rakamlarımız Dünya ile kıyasladığımda şaka gibi. Her çeyrekte satılan elektrikli araba sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Peki suçlusu kim? Bu neden böyle? Halk hazır değil mi? Anlamıyor mu? Devlet mi desteklemiyor? Nedir? Dünya'da akaryakıtlıdan elektrikliye geçişte o 'devrilme noktası' denen yere daha ulaşmadık evet. Onun için üretimi geçen hafta başlayan Tesla Model 3 teslimlerinin hız kazanması, şarj altyapısının gelişmesi ve diğer markaların da 350-400km menzilli, güzel fiyatlarda otomobilleri satışa sunması gerekiyor. Bu devrilme noktasına doğru emin adımlarla ilerliyoruz buna şüphe yok. Tek tek yazmayacağım, aklınıza gelen her marka elektrikli otomobiller ile ilgili planlarını açıkladı ve en geç 2019-2020'ye kadar hepsi 'Tesla-killer'larını çıkartacaklar. Devrilme noktasına henüz gelmemiş olsak da ilgide ciddi bir artış var ve çoğu markanın oldukça rekabetçi noktalarda satılan %100 elektrikli otomobilleri mevcut. Pek çoğumuzun ise maalesef bu arabalardan haberi bile yok çünkü istesek de Türkiye'de alamıyoruz. Dünya bilinç ve satış olarak 2017'de ise biz 2011'deyiz. Bu yazıda bu durumu marka marka açıklayıp Türkiye'nin geri kalmasına suçlu arayacağım. Başlıyorum. Devletten Teşvik mi Yok? Duyuyoruz, yurtdışında çok ülkede elektrikli otomobil yaygınlaştırmak için teşvik var, bizde yok diye. Hayır. Bence mevcut otomobil vergilendirme sistemini düşününce ÖTV'nin diğer muadil arabalardan müthiş bir şekilde düşük olması büyük teşvik. Teşvik illa ABD'de olduğu gibi üstüne para vermek anlamına gelmek zorunda değil. Pazar içinde değerlendirme için görece bakmak daha doğru. İçten yanmalıda %50-%160 arası ÖTV değişirken elektrikli otomobilde bu %3-%15 arası değişiyor. Üstelik elektrikli otomobiller MTV'den de muaf. Sonuç; BMW i3 - BMW 520d kıyası yaparsak Almanya'da i3 yaklaşık 35k €'luk bir araba, 520d ise 45k€'luk bir araba. Aralarındaki değer farkı %30 yani. Ama Türkiye fiyatlarında i3 45-50k €'ya gelirken 100k €'dan ucuza 520d almak mümkün değil. Yani aslında elektrikli otomobiller enayi gibi hissetmeden özgürce ve verdiğiniz paranın hakkında kalite satın alabileceğiniz otomobiller. Görece ÖTV teşviği elektrikli araçları pazarda daha uygun hale getiriyor. Demek ki sorun teşvikte değil. Türk halkına uymuyor, anlamıyor mu? Bu varsayım büyük genelleme yaparak en baştan kaybediyor. Herkes 'benim köye gitmez', 'alınır mı bu burası İsveç mi sandın sen?' zihniyetinde peşin hükümlü değil bana güvenin. Kaldı elektrikli otomobiller bugün hala %100 tavizsiz noktada değiller, herkese uymak gibi bir iddiaları da yok. En uzun menzillisi olan Model S 100D bile olsa sürekli altında araba, Anadolu'da gezen satış elemanına planlama gerektirir. Ama zaten bir teknolojinin anında herkesi kapsamasını bekleyemezsiniz. Bu yine de anlatıldığı taktirde hatrı sayılır bir kitlenin işini göreceği ve mutlu edeceği gerçeğinin önüne geçemez. Son üç senede TeslaTurk'e oluşan ilgi, gelen sorular, sizlerin attığı mailler çerçevesinde görüyorum ki bilgi eksiğimiz çok fazla. Giderildiği ve satış için çaba gösterildiği halde ciddi alımla ilgili çok kişi var. Bu da beni asıl suçlu olarak gördüğüm kısma getiriyor; Otomobil Bayileri... Otomobil bayiliği tabii ki de para kazanma beklentisi olan bir iştir, ticarettir. Marka marka ele almadan önce kısa özetlemek gerekirse; Dünya'da pek çok diğer pazarda olduğu gibi bizde de bayiler tezgahlarına elektrikli otomobil ile 'çomak sokmak' istemiyor. Düşünsenize; satışçından servisine herkesi tekrar eğiteceksin, satış için anlatmakla çok daha fazla vakit geçireceksin, üstelik asıl gelir kalemin olan 'servis ziyareti' çok daha az olacak. Yani yatırım yapıp para kazanmayacaksın. Geniş bir vizyona sahip değilsen tabii ki; 'Ne uğraşıcam?' dersin. Bu acı gerçek bizde genel haliyle var olan 'Bize icat çıkartma' zihniyetiyle birleşince sonuç elektrikli oto devrimini 7 yıl geriden takip eden bir Türkiye oluyor. Dünya'da elektrikli otomobil satan ama Türkiye'de elektrikli araba konusunda ölü taklidi yapan markalarımızı analize başlayalım; Renault ZOE, Fluence ZE - Yanlış Strateji Travması Renault Türkiye hakkını yememek lazım ki Türkiye'de elektrikli otomobile en çok çaba harcamış firma. Hatta belki izlemişsinizdir yeni kasa DMA Basic ile İzmir'e giderken onların istasyonlarını kullandım. Ama bugün maalesef 2012-2016 arası sarfettikleri çabaya karşılık yaşadıkları hüsranın travmasını yaşıyorlar. Renault'nun yanlış stratejik kararlarına bir ülkenin elektrikli oto anlayışı kurban gitti diyebiliriz. Taa 2012'de Renault Fluence ZE Türkiye'de üretilmeye başladığında asıl proje İsrail'li bir firma olan Better Place ile ortak idi; Better Place bataryaları ve batarya değişim istasyonlarını kuracak. Batarya hızlıca değiştirilecek ve şarj ile uğraşılmayacak. Batarya hep değiştiğinden arabayla birlikte batarya satılmayacak böylece arabanın fiyatı da düşecek, bataryaları da kiralayacağız. İşte tüm Türkiye'de elektrikli araba ile azıcık bile birşey duymuş birinin bildiği, ülkemizin travması batarya kirası muhabbeti böyle doğdu. 2012'den bakınca kağıt üzerinde çok hoş bir plan gibi dursa da burada hata yıllardır Tesla hariç herkesin yaptığı 'Elektrikli Otomobile LPG'li yaklaşımı'. Elektrikli otomobil de diğer her yeni teknoloji gibi tepeden aşağı inecek, iniyor. Tabii ki de anında daha ekonomik olmasını bekleyemeyiz. Elektrikli araba satın almak isteyecek müşteri bu noktada şu ikisinden birine uymalı; Teknoloji meraklısı Çevreci dürüst olalım, çok çok çok düşük bir demografik Fluence ZE durumunda araba ilgisini çeken kişi Euro cinsinden uçuk bir fiyattan batarya kirasını duyunca arabanın fiyatına bakmaz, bir depo zaten o kadar der, geçer. Teknoloji meraklısının zaten ilgisini çekmez çünkü araba bildiğimiz Fluence'ın pillisi, herhangi bir albeni yok. Sadece çevreyi korumak adına bir araba satın almak isteyecek insan sayısı da özellikle Türkiye'de belki bir elin parmaklarını geçmez. Bunun üstüne tuz biber gibi bir de bayi satışçıları için normal araba ile elektrikli araba primleri bir tutulunca kasıtlı bir elektrikliden uzaklaştırma da ortaya çıktı. Çünkü bir satışçı bildiğimiz Clio'yu 10dk anlatsa yetecek iken ZOE'den bahsetmeye başlasa tamamen herşeyi yeniden anlatması gerekecek, saatlerini harcayacak. Buna müdahele olmaması da TeslaTurk forumlarında bir takipçimizin anlattığı; 'Boşverin ZOE'yi biz size Clio verelim' durumlarına yol açtı. Renault bu strateji ile başlayıp Fluence ZE'leri satamayınca. Üstelik bu araçların bataryaları beklenenden hızlı kapasite kaybı yaşayıp menzil olarak da orijinalin %70-80'lerine hızlıca inince, son olarak da Better Place batıp batarya değisim programı rafa kalkınca proje tamamen ortada kaldı. Daha sonra ise orijinal Renault ZOE 2 sene geç de olsa 2014 sonu gibi yanlış hatırlamıyorsam satışa çıkarıldı ama yine batarya kirası ile. Sonucunda Renault Türkiye uğraşının karşılığını alamadı, Türkiye'de büyük bir kitle hala daha her elektrikli arabanın batarya kirası ile var olduğunu düşünüyor ve yeni Renault ZOE hala Türkiye'ye gelmedi. 300km gerçek kullanım menziline sahip büyük bataryalı Renault ZOE ZE40 Kasım 2016'da tanıtılıp Ocak 2017'de satışa başlandı. Nisan'a kadar Renault'yu bu aracı almak için ciddi sıkıştırdım ama yeri geldi muhattap bile bulamadım bahsettiğim travmadan ötürü. Temmuz 2017 itibariyle Renault ZOE ZE40 Avrupa'da onbinlerce teslim edilip satış rekorları kırarken Türkiye'de hala yok. Renault'yu ararsanız muhtemelen bir dahaki ay geliyor derler. Ocak'tan beri o cevabı veriyorlar çünkü. Nissan Leaf Bilmiyorum biliyor musunuz, Nissan Leaf diye bir %100 elektrikli otomobil var ve ilk çıktığı 2011 yılından bu yana yüzbinler sattı. Hatta Dünya'nın en çok satan elektrikli otomobili o. Ama Türkiye'de bir tane bile satmadı çünkü satmadılar. Nissan bu arabayı vergi avantajından kaynaklı uygun fiyatına rağmen asla Türkiye'de satmadı. Sormaya çalıştığım hiçbir yerden de cevap alamadım. Belki de Renault-Nissan ittifak halinde olduğundan Renault'nun yanlış sratejisinin yarattığı hüsrandan çekindiler. Ama Nissan Leaf'te batarya kirası yok ve fiyatı muhtemelen bir Golf ile aynı olacaktı. Az da olsa satması, kullanılması, sokaklarda görülmesi bilgiyi bilinci artıracaktı. Ama olmadı. Volkswagen e-Golf ve GTE plug-in hibritler Pek çok kişinin haberi olmayan bir başka otomobil. Volkswagen e-Golf. Bildiğimiz Golf'ün %100 elektriklisi. Doğuş Oto'ya adil olmak gerekirse esasen eGolf bir 'compliance car'. Yani belli pazarlarda koyulan sıkı emisyon limitlerine uymak, satılan araçların ortalama emisyonunu düşürmek için yapılmış çevrilmiş bir araba. Türkiye'ye gelmesi, sunulması güzel olurdu ama fiyat olarak çok mantıklı seviyelere gelmezdi. Yine de Doğuş Oto'nun Volkswagen'in plug-in hibrit modelleri Golf GTE, Passat GTE gibi modelleri satmaması marka bazlı anlatıma geçmeden önce anlattığım sebepten gibi duruyor. BMW i3 BMW i3 bugüne kadar Türkiye'de en ciddi satışa sunulan ve en çok destek gören elektrikli otomobildir. Borusan Oto vergi avantajı ile daha düşük paraya ne kadar daha fazla 'değer' satın alınabildiğini görüp BMW i projesine büyük hevesle başladı. Borusan için bir prestijdi de tabii. %100 hakkını verdi diyemesem de Türkiye şartlarında gayet iyi performans gösterip çaba sarfetti. BMW iRemote gibi bir elektrikli arabanın en iyi özelliklerinden biri olan internete bağlanma, uzaktan kontrol gibi özellikleri destekledi, BMW i için personel eğitti, ana şubelerine hızlı şarj istasyonlarını kurdu vs. Türkiye'de açık ara yapılan en iyi iş. Ancak onlar da tam anlatamamış olmalılar ki ben üç ay önce ikinci el bir BMW i3 alıp neden mantıklı olduğunu anlatmaya başladıktan sonra ikinci el piyasası hareketlendi sıfıra ilgi arttı. Ama bu noktada da BMW AG yani Almanya'nın biraz geri kalmışlığından kaybediyoruz. Sıfır km almak istesek yeni 94Ah BMW i3'ler 200,000 TL civarında ve 30kWh kullanılabilir bataryaya sahip. ~200km menzil Tesla Model 3, Jaguar iPace gibi uzun menzilli arabaların çağının geldiği dönemde sıfır BMW i3'e bu yatırımı yapmak bence doğru degil. Tüm Dünya'da değil. BMW maalesef bu noktada geriden geliyor. Menzil anlamında tavizlerin kalktığı günlerde görece yüksek fiyata kısıtlamanız oluyor. 2018 sonunda 120Ah kapasiteli BMW i3 bataryaları çıkacak dedikoduları var ama 120Ah bile 42kWh yapar. Giriş fiyatındaki Tesla Model 3'ün bile 55kWh bataryasının olacağını düşünürsek çok düşük. Hyundai Ioniq Elektrikli! Hyundai tüm uzak doğu firmaları gibi yıllardır bataryalı elektrikli araç BEV fikrine çok yaklaşmayıp hidrojen yakıt hücresi FCEV hayalinde oyalanıyordu. Ama sonunda onlar da hidrojenin fiziksel verimsizlik ve pahalılığına inanmış olmalılar ki bataryalı elektrikli otomobil alanına bomba gibi bir giriş yaptılar. Yaklaşık bir sene evvel Hyundai Ioniq ile giriş yaptılar. Hyundai Ioniq üç model olarak sunuluyor; Hibrit Elektrikli motor ve pil çok ufak. Şarj bile olmuyor. Sadece benzinli motorun verimsiz devirlerinde yardımcı oluyor. Plug-in hibrit Temsili ufak bir batarya ile elektrik ile 20-30km gidip daha sonra benzin ile gidebilir. Ya da ikisinin karışımı gidebilir. Motor ile bataryayı şarj edebilir ya da şarj için fişe takabilir, isterseniz sadece benzinli motorla gidebilirsiniz. Yani tam hibrit, iki arabanın da komplikasyonu var. %100 Elektrikli İşte beni alakadar eden kısım. Hareketli parça olmaması ile minimum komplikasyon ve maksimum huzur. 28kWh batayara kapasitesi ve çok verimli bir tasarım ile gerçek kullanımda rahatça 200+ km menzil. Üstelik canavar gibi hızlı CCS şarj. Ioniq'in incelemelerinin pek çoğunda %100 elektrikli model en çok beğenildi. Bizim Hyundai ise uzun süre sessiz kaldıktan sonra "İşte Ioniq" diye normal hibrit modeli getirdi. Risk almadı. Şarj, menzil vs. hiçbir konuda kimseyi eğitmesine gerek yok. Üstelik yeniliğe açığız imajı da sağlam. Bu noktada aslında Hyundai'ye çok yüklenmek istemiyorum çünkü belki de planları dahilindedir elektrikliyi de getirmek. Bekleyip göreceğiz. Opel Ampera-e Opel Ampera-e bildiğimiz Chevrolet Bolt'un Avrupa modeli. Yani çağımız elektrikli otomobili tanımına uyan 60kWh bataryası ve minimum 400km gerçek kullanım menzili var. 500km üzerine çıkmak bile mümkün. Tabii bu noktada sıkıntı Türkiye Opel bayilerinden çok Opel'in, hatta GM'in kendisinde. Chevrolet Bolt General Motors'un zararına sattığı bir otomobil. Ama arabadan ettiği zararı sattığı pazarlarda bunu satarak kazandığı sıfır emisyon kredisi değerleri ile kara çeviriyor. Ama bu araba bile bir 'compliance' arabası kaldığı için seri üretmiyor, ödül veren pazarlar hariç girmiyor. Bırakın Türkiye'yi Avrupa'da bile Norveç gibi, Hollanda gibi elektrikli araç bilinci yüksek ülkelerde teslimleri adam gibi gerçekleşemedi. Aynı oyunu Opel de oynuyor yani. Türkiye'de 2018 sonuna kadar Ampera-e görmeyiz, hatta belki onu bile görmeyiz. Tesla Elektrikli arabayı arzulanan şey yapan, LPG'li muamelesi yapmayıp normal yoldan giden tek markamız Tesla. Hepimiz de onun için burada elektrikli arabalarla ilgili bir yazı okuyoruz. Onların arabası diğerlerinin aksine yüksek derecede 'istenen' olduğundan Türkiye'de ÖTV avantajı ile de oluşan talebin farkındalar. Yazı tarihi itibariyle Türkiye'de aktif Tesla sayısı 150'yi geçti. Ülkede servis veya uzun yol için hızlı Supercharger yokken, en ufak sorunda Avrupa'ya arabayı götürmeye gerek olmasına ve bahsettiğim arabanın en ucuzu bile 400,000 TL değerde iken bu ciddi bir rakam. Tesla da bu talebin her zaman farkında olarak Türkiye'yi planlarına aldı ama erteledikçe erteledi. En çok 2016 yazının başında şu yıllardır planlanan 9 supercharger'dan ilkine kavuşmak üzereydik ki 15 Temmuz oldu. O günden bugüne de Tesla'nın tüm Türkiye aktiviteleri durdu. Ondan evvel resmi şirketi kurmuş, iş ilanları açmış, Supercharger görüşmeleri yapmış tam gaz geliyordu. Bugün ise Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün vb. Orta Doğu pazarlarına bile resmi giriş yapmış, Model 3 arifesinde Model S ve Model X siparişlerine bandı beslemek için aç olan Tesla hala Türkiye'yi tabiri caizse sallamıyor. Şuan için 40 araçlık bir Tesla kullanıcıları grubunun yöneticisi olarak bana inanın satın alımda da, satış sonrası hizmette de tok esnaflık yaparak 'almasaydın senin pazarın desteklenmiyor'a getiriyor işi Tesla. Daha ne kadar böyle gidecek bilmiyoruz ama her zaman olduğu gibi en geç 1 sene içinde Supercharger, 2 sene içinde de servis bekliyoruz. Ama bizimki de 2014'den beri Renault'nun yeni ZOE'yi getirme hikayesine döndü. Umarım en kısa sürede çözülür. Özetle... Gördüğünüz gibi bugün Türkiye'de herhangi bir elektrikli otomobili satın almaya kalksanız neredeyse alamıyorsunuz. Ya kendi kaynağınızı oluşturup kendinizi eğitmeniz ve birçok şeye katlanmanız, yani aktif çaba sarf etmeniz lazım. Ya da almamanız. Oturduğum yerden esasında kimseyi de suçlamak istemiyorum. Bu problem aslında bizim otomobil bayilerimizin bir derdi de değil. Bu Dünya çapında bir problem. Otomobil firmaları marjların oturduğu, büyük yatırimların yattığı işleyen tezgahlarını bozmak istemiyor. Ama Dünya'nın gittiği belli bir nokta var ve bu dönüşümden kaçış imkansız. Bütün markalar bir yandan bu dönüşümü kabullenmek istemez, yatırımlarını ve statükoyu korumak isterken bir yandan 'gelecekte biz de varız' imajını oluşturup, sıfır emisyon kredilerini geçerli pazarlarda kapıp, 'o gelecek eğer gelirse' diye çaktırmadan Ar-Ge yapar gibi yapıyor. Ama diğer kulvardan tuzu kuru, kaybedecek bir şeyi olmayıp sadece elektrikli otomobile soyunmuş Tesla'nın başı çektiği firmalar koşturuyor. Dünya'nın en büyük elektrikli otomobil pazarı Çin'den bir sürü yeni marka çıkıyor, Tesla'dan sonra Silikon Vadisinde Lucid adını ciddi işlerde duyurmaya başladı. Fazla gerçekdışı bir şişirme ile gelse de Faraday Future gerçeği var. Hırvatistan'da bir garajdan çıkıp performansta Porsche ve Ferrari gibi asırlık tecrübelerin en iyi işlerini geride bırakan, sabıkalı petrolhead Jeremy Clarkson ve Richard Hammond gibileri bile etkileyebilmiş Rimac Automobili var. Bakalım gerçekten bu ölü taklidi yapan, dönüşüme yarım ağızla eşlik edip alttan iş çeviren dev firmalar sermayelerini kullanarak gelecekte yer edinecek mi yoksa gelecek tamamen elektrikli düşünmüş kendi yeni devlerini mi yaratacak? Bu zincir ancak Model 3 gibi uygun fiyatlı ve tavizsiz elektrikli arabaların satışa sunulması ile kırılabilir. Otomobil devleri bu dEVrim'e gerçek anlamda otomobil teşviği ile değil tüketici teşviği ile katılabilir. Müşteriler elektrikli olmayan, kendini kullanmayan 20. yüzyıl arabalarını istememeye başladığında samimi anlamda dönüşmeye başlayacaklar için çok geç olacak, mühim olan bunları şimdiden görüp pozisyon alabilmekte. Ülkemizde de aynı şekilde şimdiki haliyle bile Tesla pazara girse ve lüks segmentte diğerlerinden satış çalıp talep anlamında ses getirse bizim bayilerimiz de markalarına elektriklilerin Türkiye pazarında da satışı ile ilgili baskı yapacak. İnanın ki bu zincirin kırılması an meselesi. Çok eğlenceli ve değişik bir üç sene yaşayacağız. Hayatınız "Elektrikliye yatırımı 1 milyar euroya çıkarttık." diye manşet attırıp aynı zamanda içten yanmalı motor yatırımını çaktırmadan daha çok artıran Volkswagen samimiyetsizliğinden uzak geçsin. Sevgiler.
Bakanlığına şarj istasyonu kurduran ve Bursa’da üretilen Renault Fluence test eden Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, mevcut otomobillerin tam elektrikli otomobillere dönüştürülmesi için bazı kurumların çalışmalar yürüttüğünü, bunu yapmanın da mümkün olacağını Ergün, normal otomobillerin elektrikliye dönüşümüne yönelik teknik ve hukuki altyapıyı hazırladıklarına dikkat çekerek, bu işlem için yetkilendirilmiş kuruluşlar olacağını anlattı. Türkiye’de kamu kurumu olarak ilk kez tam elektrikli otomobil kullanımınına ilişkin önemli adım attıklarını ve bakanlığa şarj istasyonu kurduklarını hatırlatan Ergün, 5 adet elektrikli Fluence siparişi verdiklerini, araçların kullanımına ilerki günlerde başlanacağını kaydetti.“Dönüşüm hızlanacak”Alınması gereken mesafeler bulunduğunun farkında olduklarını da belirten Ergün şöyle devam etti“Bu teknolojiyi Türkiye’de geliştirmek konusunda önemli başlangıç yaptığımız kanaatindeyim. Bunu gerçekleştirirken hukuki atyapıyı oluşturduk. Üretim, servis kullanım için her türlü teknik ve hukuki altyapı oluşmuştur. Elektrikli araçlara dönüşüm için de teknik ve hukuki altyapı oluşturulmuştur. Bundan sonra elektrikli araçların daha fazla üretimi, kullanımı ve elektrikli araçlara dönüşüm için çalışmalar hızlanacak.”Renault Fluence bakanlık çevresinde kullanan Sanayi Bakanı Nihat Ergün, “Şu sürüşten sonra şahsıma elektrikli aracı gerçekten alırım” Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar ise aracın seri üretimine bir iki ay içinde başlanacağını, fiyatının önümüzdeki aylarda belli olacağını kolay mı? Maliyeti ucuz mu?Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bir yandan mevcut otomobillerin tam elektrikli otomobillere dönüştürülmesi için bir takım kurumların çalışmalar yürüttüğünü söylerken, bir soru üzerine de bu dönüştürme işleminin maliyetinin 3-4 bin lirayı bulacağını bu rakamların şu anki teknolojiler, kullanılan motor ve akülerin maliyeti gözönüne alındığında çok daha yüksek olabileceğini yeni başlıyorUzmanlar, elektrikli araçlarda en büyük maliyetin aküler olduğunu ve 10 bin doların da üzerine çıkabildiğini F. Boyner’in Yönetim Kurulu Başkanı olduğu BD Otomotiv, sonbaharda seri dönüşüme başlamak için hazırlıklarını tamamladı. Fiat ve Renault markalı, 5 farklı modelin elektrikliye dönüşümünü gerçekleştirebilen BD Otomotiv’in ortağı olduğu İtalyan mühendislik şirketi de, “Veicoli” markasıyla İtalya, Hollanda gibi ülkelerde dönüşümünü yaptığı elektrikli ticari araçları pazarlıyor.“Azure Dynamics” ise, Avrupa ve ABD’de bu konuda ciddi potansiyele sahip bir başka şirket. Nitekim firma, Gölcüklü Transit Connect’i ABD’de elektrikli hale çalışma gerektiriyor- Normal araçların elektrikliye dönüşümü için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın çıkarttığı yeni bir yönetmelik bulunuyor. Bu yönetmeliğe göre dönüşümlerin “seri tadilatçılar” tarafından yapılması şart koşulurken, bu işi yapacak olan firmalardan Avrupa Birliği ve ISO normlarına uygunluk belgeleri isteniyor. - Bir aracın elektrikli hale dönüştürülmesi, hayli ciddi çalışma gerektiriyor. Nitekim dönüşümü yapılacak aracın konvansiyonel dizel veya benzinli motorunun yanı sıra yakıt sistemi, deposu ve şanzımanı tamamen sökülüyor. Bazı üreticiler, resmi dönüşüm firmalarına araçları “çıplak” yani saydığımız parçalar olmadan Araca takılacak akünün yeri, aracın ağırlık dengesi bozulmaması için ayrıca Araca eklenecek elektronik yazılımının, o araçtaki diğer elektronik sistemlerin ABS, hava yastıkları, eksiksiz çalışabilmesi için eskisine uygun olması Dönüşümü yapılacak araçların tip onayı almış olması gerekiyor. Yönetmelikler, bir markanın her bir modeli için ayrı tip onayı alınmış olmasını şart koşuyor.
1552 Son Güncelleme 1400 TAKİP ET Elektrikli otomobiller son zamanlar otomobil dünyasının en çok konuşulan konularından biri. Kimi otomobil sever bu araçların uzun vadede çok ucuz olduğunu ve tüm otomobil şirketlerinin elektrikli otomobil furyasına katılması gerektiğini söylerken, kimi otomobil sever de henüz yeteri kadar gelişmediğinin, tamir ve bakım masraflarının hala istenilen seviyelere gelmediğinin altını önemle çiziyor. Tüm bu tartışmalar devam ederken elektrik motorlu otomobiller -özellikle 3. Dünya ülkelerinde- fosil yakıtlı otomobillerden daha pahalıya satılmaya devam ediyor; fosil yakıtlar azalırken fosil yakıt fiyatları cep yakmaya, fosil yakıt kullanan otomobillerin motorları da çevreye zarar vermeye devam ediyor. Neyse ki sonunda, bu durmaksızın devam eden döngüye’’ durun’’ diyebilecek nitelikte bir haber İngiltere’den geldi. Swindon Powertrain isimli şirket, tüm fosil yakıtlı otomobilleri elektrikliye çeviren bir kitin duyurusunu gerçekleştirdi. BU KİT TÜM OTOMOBİLLERİ ELEKTRİKLİYE DÖNÜŞTÜRÜYOR Swindon Powertrain şirketinin elektrik motor kiti, en başta fabrika çıkışı dizel, benzin veya LPG’li olan bir motora bağlanılabilir ilk elektrikli dönüşüm kiti olarak öne çıkıyor. Bu açıdan otomobil dünyası için devrimsel olan kiti, benzinli herhangi bir otomobilden LPG’ye geçiş sağlayan LPG dönüşüm kitlerine benzetebiliriz. Hatta Swindon Powertrain şirketinin geliştirdiği kit fiziksel olarak da bir LPG kitine bir hayli benzer. Ancak görece ondan daha ağır. Zira kitin 154 kilogramlık bir ağırlığı var. Ama aracın isterseniz önüne isterseniz arkasına kolay bir şekilde entegre edilebiliyor. SWİNDON POWERTRAİN’İN ELEKTRİK MOTORUNDA GÜÇ KAYBI SIFIR Elektrik motor kiti, bir elektrikli otomobilde olması gereken tüm bileşen ve teknik donanımı da içerisinde bulunduruyor. Üstelik tüm bu dönüşüme rağmen 110 beygir gücündeki elektrik motorunun gücü herhangi bir kesintiye uğramadan lastiklere aktarılıyor. Kit bu açıdan da artı puan kazanıyor. ELEKTRİKLİ MOTOR KİTİNİN FİYATI NE KADAR? Swindon Powertrain’in elektrikli otomobil kitinin büyük bir kesime hitap edeceği ve bu kesimden büyük bir ilgi göreceği kesin. Ancak ufak bir pürüz var. Şirket tarafından henüz kitin fiyatı açıklanmış değil. Bu yüzden söz konusu heyecan verici dönüşümün cebimizi ne kadar yakacağı henüz kestirilemiyor. Fakat bunu elektrikli motor kiti 2020 yılının haziran ayında satışa çıktığı zaman bilebileceğiz. Umarız herhangi bir LPG dönüşüm kitinden kat kat fazla bir maliyete sahip olmaz.
1342 Son Güncelleme 1341 TAKİP ET Ankara'daki ilk elektrik şarj istasyonunun Sanayi Bakanlığı'na kurulması nedeniyle düzenlenen törene katılan Ergün, burada elektrikli Renault Fluence'i test etti. Bakan Ergün test sürüşünün ardından elektirikli otoyla ilgili düşüncelerini 'hızlı, sessiz, seri' olarak özetledi. Elektrikli otolarda üretim maliyetinin yüksek olduğunu ancak vergi avantajı ile bu farkın kapanacağını söyleyen Ergün, normal araçlarda yüzde 37 olan ÖTV'nin elektirikli araçlarda yüzde 3 olarak belirlendiğini hatırlattı. Ergün dizel araçların 100 km yolu 25-30 liraya, bu aracın ise liraya yapabildiğini vurguladı. Bakan Ergün Bakanlıklarına da 5 tane elektrikli otomobil aldıklarını ifade etti. Bakan Ergün burada yaptığı konuşmanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ergün, kredi faizlerinin artıp artmayacağına ilişkin bir soru üzerine, bu beklentilerin konuşulmasının otomobil tüketiminde talebi öne çektiğini ifade etti. Son zamanlardaki yoğunluğun bu söylentilerden kaynaklandığını vurgulayan Ergün, “Merkez Bankası arttırmadı. Esas amacımız faiz oranlarının reel faiz oranlarının 0´a yakın olmasıdır. Türkiye ekonomisinde faiz artışı beklentisi çok gerçekçi değil” diye konuştu. AKÜ KİRASI YAKINDA BELİRLENECEK Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar ise elektrikli araçların evlerden ve işyerlerinden şarj olabileceğini ifade ederek, park alanlarında şarj olabilmesi için istasyonlar kurulacağını vurguladı. Aybar, aracın aküsünün firmaya ait olduğunu arabayı alanların Avrupa´da aylık 79 euro kira bedeli ödediklerini Türkiye´de de rakamın önümüzdeki günlerde belirleneceğini ifade etti.
Türkiye’nin ilk elektrikliye dönüştürülmüş otomotivi olan TÜR-EV’, gerekli desteği görememesinden dolayı Başkent Üniversitesi’ne hibe edildi. TÜR-EV, öğretim üyeleri ve öğrenciler tarafından geliştirilerek piyasada yerini almayı faaliyet gösteren TÜR-EV Elektrikli Araç Dönüşüm firması TÜR-EV’ markasıyla, 2011 yılında benzinli bir aracı elektrikliye dönüştürmeyi başardı. Yaklaşık 450 bin lira maliyetle binek bir aracı elektrikliye çeviren firma 20 dakikada dolan batarya ile 180 kilometre menzile ulaşabiliyor. Elektrikli otomotiv ile Ankara-İstanbul arası ise 9 lira olarak elektrikliye dönüşümde şu parçalar söküldü “Motor buji enjektör, yağ pompası dahil şanzıman, diferansiyel, baskı-balata, debriyaj, vites kolu, radyatör, yakıt deposu, şarj dinamosu, marş motoru, yakıt pompası, yağ fitresi, hava fitresi, yakıt fitresi.”Dönüşümden sonra aracın bagaj kapasitesinde herhangi bir azalma olmuyor. Ayrıca araç vites olmadığından tek bir tuşla ileri-geri kolaylıkla parçaların yerine ise şu parçalar takılıyor “Elektrikli Araç Kontrol Ünitesi, Elektrik motoru, motoru kumada eden Motor Kontrol Bilgisayarı, lithium serisi piller, pilleri şarj eden şarj cihazı, elektrikli araçlar için gerekli olan frenleme ve hidrolik direksiyon çözümleri ve diğer aksesuarlar.”Sıfır emisyonla çevreyi kirletmeyen elektrikli araç, sessiz olmasının yanı sıra mekanik parça sayısının çok az olmasından dolayı düşük bakım maliyetiyle kullanıcıları firmasının bu başarısına rağmen gerekli desteği görememesinden dolayı elektrikli otomotiv çalışmaları rafa kaldırılarak garaja çekildi. Bunun üzerine durumdan haberdar olan Anadolu Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, firma yetkileri ile görüşerek TÜR-EV’, Başkent Üniversitesi’ne verilerek değerlendirilmesi talebinde bulundu. Firmanın olumlu karşılaması sonucu TÜR-EV’, Başkent Üniversitesi’ne hibe edilerek öğretim üyeleri ve öğrencilerine teslim edilmesinin ardından ilgi odağı Üniversitesi Rektörü Ali Haberal, hibe edilen elektrikli otomotivin üniversiteye önemli katkı sağlayacağını ifade etti. Haberal, “Başkent Üniversitesi olarak sanayi ile çok yakın işbirliği içerisindeyiz. Birlikte olduğumuz kurumların başında da Anadolu Sanayi Bölgesi ve ekibi gelmektedir. Özellikle Mühendislik Fakültemizin gerek Makine Mühendisliği gerekse Elektrik Elektronik Mühendisliği öğrencileri bu otomotiv üzerinde çalışmalarını sürdürecekler. Bu otomotiv bize önemli katkı sağlayacak” dedi.“TÜR-EV’i geliştirilip piyasaya sürmeyi arzuluyoruz”TÜR-EV’ geliştirerek piyasaya sürmeyi hedeflediklerini aktaran Haberal, şunları kaydetti“Bu araç üzerinde ilk önce çalışılıp bir takım düzenlemeler yapılacak. Daha sonra bu işin süreci var. Patent konusu gündeme gelecek. Belirli aşamaları kısa sürede geçersek projenin ilk sahipleriyle birlikte konuyu değerlendirip piyasaya sürmeyi arzuluyoruz.”“TÜR-EV’i öğrencilerimiz merakla bekliyor”Başkent Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Berna Dengiz, elektrikli otomobilin üniversiteye hibe edilmesinden dolayı mutlu olduklarını söyledi. Dengiz, “Biz çok mutlu olduk böyle bir aracın bize hibe edilmesi ve bizim laboratuvarımızda mevcut olan çalışmalara katkı sağlayacak. Hedeflerimizi gerçekleştirmek için bu araç bize büyük katkı sağlayacak. Öğrencilerimizde merakla bekliyor. Mevcut çalışmaları bunun üzerine aktaracaklar. Deneysel bir ortam gerekiyor. Denemeler yapılacak. Şuan ki hedef daha ekonomik, daha hızlı bir araç geliştirmektir. Önümüzdeki haftadan itibaren kendi araştırma gruplarımız inceleyecek. Bu araç yüzde yüz elektrikli olarak tasarlanmış ve çalışıyor. Önce aracın bize teslim edilen yazılı özellikleriyle karşılaştırmalar yapacağız. Ondan sonra bir proje hazırlanacak” Organize Sanayi Bölgesi Mütesebbis Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay, firma ile temasa geçerek TÜR-EV’in Başkent Üniversitesi’ne hibe edilmesi konusunda aracı olduğunu aktardı. Tuncay, “2012 öncesi benzinli olan aracı elektrikli araca çevirmek için çok emek verdiler. Birçok sebepten ötürü çalışma yarım kaldı. Başkent üniversitesi ile üniversite sanayi işbirliğini aktif olarak gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Firma bana bu araçtan bahsedince üniversiteye bağış olarak verelim ve öğretim görevlileri ile öğrencilerin hem bu hikayeyi bilmeleri hem de aracın ellerinde olması bir takım şeylerin geliştirmesinde katkı sağlayabileceğini” ilk defa benzinli bir otomobili elektrikliye dönüştüren Zafer Demirbüken, başladıklarında zorluklar ile karşılaşmalarına rağmen başardıklarını ifade etti. Demirbüken, “2010 yılında kurduğumuz bir firmayla elektrikli araç dönüşüm işine başladık. 2011 yılında ilk prototip çıkardık. Ülkemiz de yeni yapılan bir şeydi ve sıkıntılar oldu. Başarılı bir süreç yaşadık ancak ticarileştiremedik” konusunda marka oluşturmak istediklerini belirten Demirbüken, “TÜR-EV ismini uygun gördük. TÜREV matematikte bir şeyin değiştirmek dönüştürmek anlamını taşırken araya bir tire koyarak Türkiye’nin Tür’ünü, EV ise dünya literatürün de Electrıc Vehıcle diye geçiyor. Onu vurgulamak istediklerini” Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakan olduğu zaman 2011 yılında bir konuşmasında “Yok mu babayiğit” otomobil üretecek sözlerini hatırlatan Demirbüken, “Biz bu işe 2011 yılında elektrikli araçlar kanunu yokken başladık. Şimdiki Cumhurbaşkanımız o zaman ki Başbakanımız. “Yok mu babayiğit” dediğinde hemen hemen yarı yola gelmiştik. O dönemki sanayi bakanımızda görüşme yapıldı. Bu süreçten sonra elektrikli araç kanunu çıkarıldı” dedi.“20 dakikalık şarjla 180 kilometre yol gidiyor”TÜR-EV özellikleri hakkında bilgi veren Fuat Eken, “Cep telefonu aküsünün daha yüksek voltaj üreten DCI akü ile çalışıyor. Tam doluluğu sağlamak için aracımızın üzerinde bulunan şarj cihazıyla 7 saat normal elektrik prizine bağlayarak doldurabiliyoruz. Hızlı şarj teknolojisini entegre edilerek 20 dakikaya düşürülebilir. Tam dolu olduğunda yaz aylarında 180 kilometre gidebildik. Kışın ise akülerin verimliliği düşmesi sonucunda 150 kilometre yola ulaştık. Biz o zaman Ankara-İstanbul arası 9 lira olarak hesaplamıştık. Kilometrede 3 kuruş yakıyor. Otomobilin içerisinde yerleştirdiğimiz asenkron motorlar bakım gerektirmiyor. Firma olarak bir yerde tıkandık. Bu proje için toplam harcamamız 450 bin lira oldu. KOSGEB’den 50 bin lira destek aldık. Ticarileştirmek istedik ama başaramadıklarını” söyledi.
benzinli arabayı elektrikliye çeviren firmalar